Yalanınız cesurca ama inandırıcı değil. Antlaşma var, biliyorum. | Open Subtitles | نعم يا سيدى ،انت تكذب على بشجاعة ولكن ليس باقناع |
Eğer bunu inandırıcı bir şekilde yaparsan buradan gidersin ve sana yarım milyon dolar veririz. | Open Subtitles | إذا أنت تعمل ذلك باقناع تخرج من هنا، نعطيك نصف مليون دولار. |
İste bu yüzden, onu davet etmek için konseyi sen ikna etmelisin. | Open Subtitles | ولهذا عليك باقناع المجلس بدعوتها |
İşte bu yüzden, onu davet etmek için konseyi sen ikna etmelisin. | Open Subtitles | ولهذا عليك باقناع المجلس بدعوتها |