Birini tepenin üstüne savurduk, diğerini de azgın sulara attık. | Open Subtitles | ألقينا بأحدهم من فوق جبل و بالآخر فى نهر ثائر |
Önce ilkini ararım... sonra diğerini. | Open Subtitles | حسناً .. سأتصل أولاً برقم ثم أتصل بالآخر |
Rehinelerin birini yollar 10 dakika sonra diğeriyle dışarı çıkarım. | Open Subtitles | واحد من الرهائن أولا بعد مرور 10 دقيقة، سأخرج بالآخر |
Ya biriyle devam edecek ya da diğeriyle. | Open Subtitles | لقد ارسل لك طردين, اما ان تتحرك لأحدهم, او هو سيتحرك بالآخر |
Birkaç gece hatırlıyorum, anlarsın yatağa mutlu gidiyorsun ve birbirine sarılıyorsun. | Open Subtitles | أذكر بعض الليالي، نذهب إلى السرير سعداء وأحدنا ممسكٌ بالآخر. أستيقظ، |
Aramızda kardeşlik vardı ve birbirimize aileden daha fazla güvenirdik. | Open Subtitles | كنا كالأخوه و وثق كل منا بالآخر أكثر من أقاربه |
- Birbirinize iyi bakın. | Open Subtitles | انتما الاثنان فقط ليعتني كل منكما بالآخر |
Birisini söyleyeceğim, diğerini söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أبي لديه وظيفتين سأخبرك بواحدة ، و لن أخبرك بالآخر |
Birisinin çaresine bakarsam diğerini de halletmiş olurum. | Open Subtitles | إذا أعتنيت بأحدهم ، فيجب أن أعتنى بالآخر |
Birini kırdılar, diğerini de ormana fırlatarak dikkatimizi dağıtmaya çalıştılar. | Open Subtitles | لقد حطما واحداً وألقيا بالآخر في الغابة لتضليلنا |
- Birini ben yapacağım diğerini de sen yapacaksın, tamam mı? | Open Subtitles | سوف أتولى واحد ويمكنك القيام بالآخر , إتفقنا؟ |
uzay boşluğunun, eş olarak biranda varolan ve sonra diğerini kısa bir süre içinde yok eden parçacıklar ve anti-parçacıklar ile fokurduyor olabileceğini öngörüyor. | Open Subtitles | أمّا داخله فلا شئ يستطيع الإفلات من جاذبيته إذا تشكّل زوج من الجسيمات الافتراضية خارج أفق الحدث يمكن لأحد الجسيمين أن يعبر نقطة اللا عودة قبل أن يتمكّن من الاتحاد بالآخر |
- Bunun diğeriyle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | ليس لدى أحد هذه أي علاقه بالآخر |
"Cebinde, sadece iki meteliğin kaldıysa biriyle bir somun ekmek al... diğeriyle de bir Lilyum. " | Open Subtitles | "لو كنت تملك فلسيْن متبقيان في العالم" "اشتر رغيف خبزٍ بأحدهما" "وزهرة زبنق بالآخر" |
Çalıştığımız şey bir vampirin diğeriyle olan ilişkisinin bilimi. | Open Subtitles | إن ما ندرسه هو علم... علاقة مصاص الدماء بالآخر. |
Birinin diğeriyle alakası yok. | Open Subtitles | شيء ليس له اي علاقة بالآخر |
Sonra bunları birbirine bölerek baskılama indeksi dediğimiz bir rakam buluruz. | TED | ونقسم واحدا بالآخر لإنتاج شيء نسميه مؤشر القمع. |
Kitaplarını birbirine çok iyi bağlardı ama bunu nasıl yaptığını kimse bilmek istemedi. | Open Subtitles | ، كان لديه الموهبة لربط الواحد بالآخر . لكن لا أحد أراد ان يعرف |
Kimsenin, birbirine dikkat etmediği. | Open Subtitles | لا أحد يهتم بالآخر |
Aramızda kardeşlik vardı ve birbirimize aileden daha fazla güvenirdik. | Open Subtitles | كنا كالأخوه و وثق كل منا بالآخر أكثر من أقاربه |
birbirimize tekrar rastlayacağımıza eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من أن أحدنا سيلتقي بالآخر مجدداً |
Hayatlarınızın sizi nereye götürdüğünü bilecek kadar uzun süredir sizi izliyorum. Birbirinize güvenmeye başlamazsanız birinizin sonu ölüm olacak. | Open Subtitles | لو لم يعوج كلاكما يثق بالآخر مرة آخرى, فسينتهي المطاف بأحدكم ميت |