"بالأخص في" - Translation from Arabic to Turkish

    • özellikle
        
    Uçmak, inanılmaz avantajlara sahiptir. özellikle avcılardan kaçmak, avlanmak ve uzun mesafeleri kat etmek için. TED يمكن للقدرة على الطيران أن يكون لها فوائد كثيرة، بالأخص في الهرب من المفترسين، الصيد، والترحال لمسافاتٍ طويلة.
    özellikle doğuda bahşiş verirseniz yıllar geçse de sizi hatırlarlar. Open Subtitles بالأخص في الشرق، إذا دفعتِ بقشيش، إنهم يتذكرونكِ من عام إلى آخر.
    Demek Porto Riko'da birçok kadın saçını sarıya boyar özellikle de o meslekte. Open Subtitles الكثير من النساء في بورتريكو يتوفين و شعرهن أشقر 0 بالأخص في تلك المهنة لكني سأخبرك بما أعرف 0
    Aslında hiçbir yerde yetkiniz yok, özellikle de Kanada'da. Open Subtitles ليس لديك صلاحيات بأي مكان بالأخص في كندا
    Teninde böyle bir reaksiyon alırsın, özellikle de stres altındaysan. Open Subtitles الجلد قد يتحسس أحياناً بالأخص في حالات التوتر
    Bu kızlar için kutsamadır dostum, özellikle bahar tatilinde. Open Subtitles بالإضافة هُناك الكثير من الفتيات يحبن ممارسة الجنس هُنا. أجل، بالأخص في العطلة الربيعية.
    özellikle belgesel çekimi işlerinde karşılıklı ilişkilerde güven kazanırsınız. TED وتعرفون , تكسب ثقة شخص آخر , بالأخص في فيلم وثائقي , خلال علاقاتكم .
    Üvey babamdan öğrendiğim gibi, şans eseri oluşmuyorlar, özellikle de New York gibi açık alanlar için savaş verilen bir şehirde, böyle alanların başarılı olması için de birilerinin her detayı çok iyi düşünmesi gerekiyor. TED كما تعلمت من زوج أمي أنها بالتأكيد لا تنشأ عن طريق الصدفة بالأخص في مدينة كنيويورك حيث تناضل الساحات العامة من أجل أن تُنشأ ومن ثم لتكون ناجحة على شخص ما أن يفكر مليًا بكل التفاصيل.
    Kurbağa ve semenderleri düşünürseniz özellikle yumurtlama dönemlerinde ve yavrularının gelişim dönemlerinde suyun onlar için ne kadar önemli olduğunu fark edersiniz. Open Subtitles و لو تخيلت الضفادع ، " و الـ " سلماندر ، لأدركت كم مهم الماء لهم بالأخص في مرحلة التكاثر الأولى
    özellikle daha genç akrabalarınızda. Open Subtitles بالأخص في الأقارب الأصغر سنًا.
    Biliyorsunuz çoğu oyuncular hoşa giden karakterlerleri canlandırmak isterler -- tabii, her zaman değil, ama bu görüş, özellikle de böyle bir konferansda, insanlara esin kaynağı olmak isterim. TED كما تعلمون معظم الممثلين يحبون تأدية الأدوار المحبوبة-- حسنًا, ليس دائمًا, لكن الغالبية بالأخص في مؤتمر كهذا, احب ان الهم الناس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more