| Ailem ünlü bir Nazi avcılarıydı, yani pek etrafta değildiler. | Open Subtitles | أبواي كانا صيادين نازيين مشهورين لذلك لم يتواجدا بالأرجاء كثيرا |
| Evet, polisin masum insanları tutuklamak için... etrafta dolaştığını sanmıyorum | Open Subtitles | نعم,لا اظن ان الشرطة تحوم بالأرجاء و تعتقل الناس البريئين |
| Bak, demeye çalıştığım, eğer kız arkadaşım olacaksan etrafta dolaşıp, şişko büyük amigo ağzını yayamazsın. | Open Subtitles | كل ما أقوله ، إن كنت ستصبحين خليلتي لا يمكنك الركض بالأرجاء صارخة بفمك الكبير السمين، |
| buralarda dolaşan iki küçük kızım var. Eğer buraya gelirlerse... İki melek gibidirler. | Open Subtitles | لدي فتاتين صغيرتين بالأرجاء .. إن أتين هنا |
| Ne yaparsan yapmanı istiyorum, etrafı kokla , beni bu işten kurtar. | Open Subtitles | أودّكَ تعمل ما تعرف، تبحث بالأرجاء وتبعدني عن هذا |
| Senin ilahilerini dinleyip dururlarsa, onları kuyuya sokamayız ve o zaman da kuyu üretim yapamaz ve etrafa altın saçamaz. | Open Subtitles | ولا يمكنهم الراحة إن كانوا سيأتون هنا للاستماع لإنجيلك وحينها لا يمكن للبئر أن تنتج وتفيض ذهباً بالأرجاء |
| etrafta dedikodular dolaniyor. - Insanlari tehlikeden uzak tutmak lazim. | Open Subtitles | أنشر الكلمة بالأرجاء كي تبقي الأولاد بعيداً عن الغابة |
| Kimse beni etrafta maymun gibi dolaştırmadı, özellikle de bir kız. | Open Subtitles | لا أحد حملني بالأرجاء مثل القرد، وخاصّة الفتيات |
| Bu, birkaç gün yemek yemeyip insanların enselerinde hamburgerlerle etrafta dolaştıklarını görmek gibi. | Open Subtitles | الوضع أشبه بصيامي والناس تتجوّل بالأرجاء بشطائر على أعناقها |
| etrafta dolaşıp insanları zehirli okunla etkileyip birbirlerini öldürmelerini sağladığını biliyoruz! | Open Subtitles | نعرف بأنكَ كنتَ ترفرف بالأرجاء و تصيب الناس بسهمك المسموم جاعلاً إياهم يقتلون بعضهم |
| O zaman insanlar neden ellerimiz olmadan etrafta dolaştığımızı sorarlar. | Open Subtitles | و بعدها سيتسائل الناس عن سبب جرينا بالأرجاء من دون يدين ؟ |
| etrafta kusursuz bir genetik kopyam yok ki onu arayıp bu işi yapmasını... | Open Subtitles | ليس وكأني لديّ نسخة جينيّة مثالية عن نفسي.. تسير بالأرجاء.. والتي يمكنني مهاتفتها... |
| Yani etrafta dolanıp bütün acemiler ile yatmaya mı çalışıyorsun? Hayır. | Open Subtitles | إذن، أنت تمشي بالأرجاء وتحاول مضاجعة جميع المجندين الجدد؟ |
| Bana ateş eden, etrafta beni kovalayan uzaylılar! | Open Subtitles | فهناك آليين يطلقون النار عليّ، ويطوفون بالأرجاء ليلحقوا بي. |
| etrafta kimse yoktu, yani doğal olarak altımda bir şey yoktu. | Open Subtitles | ليس هنالك أحد بالأرجاء لذا بشكل طبيعي, لقد كنت عاري |
| Amcan bunları neden böyle etrafta bırakıyor bilmiyorum. İnanılmaz. | Open Subtitles | لا أدري لماذا يترك عمّكِ الأشياء مبعثرة بالأرجاء هكذا. |
| Şey, buralarda dolanan köylü bir tip var. | Open Subtitles | حسناً, هنالك ذلك من النوع المحلّي يتجول بالأرجاء |
| Eğer seni bir daha buralarda görecek olursam, bu videoyu tüm tanıdıklarınla paylaşırım. | Open Subtitles | أذا رأيتك بالأرجاء هنا مرة أخرى سوف أنشر هذا الفيديو مع كل شخص من معارفك |
| Oğlun etrafı dağıtmıyor olsaydı bu bilet senin olabilirdi. | Open Subtitles | لربما قد كانت الورقة لك، لولا أن طفلك كان يخوض بالأرجاء |
| Hayır. Afyon, Çavuşum. etrafı araştır. | Open Subtitles | لا,إنه أفيون حضرة الرقيب إلق نظرة بالأرجاء |
| Eh, madem ki buradayım, etrafa bir göz atabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | حسنٌ، بما أني هنا ظننت أنني سألقي نظرة بالأرجاء |
| Normalde kuyruğunu kovalayan kedi gibi Ortalıkta dolanır dururdu. | Open Subtitles | في العادة يتجول بالأرجاء كالقط مرتديا جزمة خفيفة |