"بالأزرق" - Translation from Arabic to Turkish

    • mavi
        
    • maviye
        
    • Mavide
        
    • maviyle
        
    • maviyi
        
    Ve biri mavi biri sarı olmak üzere, sağlı sollu açılarla yerleşmiş iki adet lif katmanı görebilirsiniz. TED وبإمكانكم رؤية طبقتين من الالياف, احداهما بالأزرق والأخرى بالأصفر, منتظمة بزاوية في اتجاه اليمين واليسار.
    Siyah boyalı eller babanın, mavi ve kırmızı eller ise oğullarının. TED اليدان المصبوغتان بالأسود هي الأب، بينما الأيدي المصبوغة بالأزرق و الأحمر هي الأبناء.
    Esasında, yukarıda, ameliyat öncesini göreceksiniz mavi bölgeler ağırlıklı olarak normalden daha az glikoz kullanan yan kafa kemiği ve şakak lobu bölgeleridir. TED و بالفعل، في الأعلى، سترون قبل العملية المناطق بالأزرق هي المناطق التي تستخدم كمية جلوكوز أقل من الطبيعي أغلبها الفصوص الجدارية و الصدغية
    Bu odayı maviye boyamak ister misiniz? Holdeki gibi? Open Subtitles أتريد طلاء هذه الغرفة بالأزرق مثل الممر؟
    Kırmızıya boyadığın pengueni maviye dönüştürürken. Open Subtitles ألون البطريق بالأحمر , وأنا تلونتُ بالأزرق
    mavi tişörtlü adamın sahte eli benimsediği aşikar. TED من الواضح أن الشاب بالأزرق قد تعرف على اليد الزائفة.
    mavi renkli görülen yerler ise yerdeki çekilmiş görselleri de eklediğimiz alanları gösteriyor. TED كل ما هو مغطى بالأزرق هو أحد المناطق التي قمنا بأخذ صور لها على أرض الواقع أيضا.
    Ve gördüğünüz şekilde, bir polis şefi şapkası gibi görünüyor, ama aslında bu bir saldırı, mavi renkli olan. TED ويمكنكم أن تروا أن هذا ، يشبه قليلا قبعة قائد ، ولكن في الواقع أن هذا اعتداء ، تلك التي بالأزرق
    Yalnızca mavi damarlı etlerini kuşakla sarıp kapattın sen, kızım. Open Subtitles قومى فقط بكساء خاصرتك المعرقة بالأزرق أيتها الفتاة
    - Bugünlerde herkeste mavi saç var. Open Subtitles انظـر كم من النـاس يطـلون شـعرهم بالأزرق هـذه الأيـام.
    - Hiç mavi istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن يُطلى أي شيئ بالأزرق ، مفهوم؟
    Umarım eski bir şeydir çünkü çoktan yeni, ödünç alınmış ve mavi bir şeyimiz var. Open Subtitles آمل بأن يكون شيئاً قديماً، فأنا أملك قطعاً جديدة، ولقد استعرت أكواباً مغطاة بالأزرق
    Tüm porselenlerimde mavi söğüt ağacı deseni vardı. Çok güzeldiler, övünmek gibi olmasın kurabiyelerim de lezzetliydi. Open Subtitles جميع الخزفيات كانت منقوشه بالأزرق والكعك كان رائع للغايه
    Özel dersler mavi ve ev işleri kırmızı. Open Subtitles الدروس الخصوصية بالأزرق الوظائف الدراسية حمراء
    Biri, tam patikanın ortasında güneş banyosu yapıyordu kadife gibiydi, kahverengi, sarı ve mavi kenarlı. Open Subtitles وهنالك واحدة كانت تأخذ حماما شمسيا لقد كانت مخططة بالأزرق والأصفر
    - Hayır. Oğlumun saçını maviye boyayan da odur kesin. Oğlum yapmaz öyle şey. Open Subtitles ربما هي من صبغت شعره بالأزرق فهم لم يكن ليفعل ذلك
    Morga gittiğimde o olduğunu anlamadım. Başka biri olduğunu sandım. Çünkü oğlumuz asla saçını maviye boyamazdı. Open Subtitles عندما ذهبت الى المشرحة لم اعرفه وظننت انهم أخطاؤا فابننا لم يكن ليصبغ شعره بالأزرق أبدا
    Beş yıldır ilk defa kendimi maviye boyadım. Affedersiniz. Open Subtitles لقد قمت بصبغ نفسي بالأزرق لأول مرة منذ خمس سنوات
    O zaman ıstakozlarını maviye boyamalısın. Open Subtitles نعم، ومن ثم يمكنك تلوين سرطان البحر بالأزرق
    Mavide, MSCI World'ü görüyoruz. TED بالأزرق نرى MSCI World.
    Mekanik havalandırma sistemi olanlara baktık, buradan gelen veri maviyle gösteriliyor. TED نظرنا إلى غرف بتهوية ميكانيكية، والتي هي نقاط البينات بالأزرق.
    Açık maviyi sevmez misin? Open Subtitles ألستَ معجبًا بالأزرق السمائيّ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more