"بالأشياء" - Translation from Arabic to Turkish

    • şeyleri
        
    • şeylere
        
    • şeylerin
        
    • şeylerle
        
    • işleri
        
    • eşyaları
        
    • şeylerden
        
    • eşyalarla
        
    • bir şeyler
        
    • dolu
        
    • Olayları
        
    • nesnelerle
        
    İnsan yalnızca kötü şeyleri unutmak ister, ve uydurma iyi şeylere inanır. Open Subtitles الرجل فقط يريد أن ينسى الأشياء السيئة و يؤمن فقط بالأشياء الجيدة
    Bildiğim bir şey varsa o da bazı şeyleri kendime saklamaktır. Open Subtitles إن كان هناك شئ أعلم كيف أفعله فهو الإحتفاظ بالأشياء لنفسي
    Doğru olduğunu söylediğin şeylerin dövmeli kıçımın büyüklüğünde bir listesini verebilirim. Open Subtitles يُمكنني إعطائكَ لائحَة بحجمِ مُؤخرتي الموشومَة بالأشياء التي قُلتَ أنها صحيحة
    Uzun bir seyahatten döndükleri için ambarları fevkalade şeylerle tıka basa doluymuş. Open Subtitles لقد كانن محملات بالأشياء الثمينة بينما هن عائدات من رحلة بحرية طويلة.
    Ve bu müthiş Sedef hastalığı devriminin işleri farklı şekilde yaparak, sürecin bu ters şekli ile elde edildiğini göruyoruz. TED ويمكنك ان ترى هذا الإنجاز الهندي لعلاج الصدفية من خلال عكس النموذج التقليدي لعلم الدواء و القيام بالأشياء بطرق مختلفة
    Sanırım sonra bir şeyleri düzeltmek için bir şansın daha olabilir. Open Subtitles فى هذه الحالة أعتقد إنك لديك فرصه واحده للقيام بالأشياء الصحيحه
    Sanırım sonra bir şeyleri düzeltmek için bir şansın daha olabilir. Open Subtitles فى هذه الحالة أعتقد إنك لديك فرصه واحده للقيام بالأشياء الصحيحه
    Sizlerin burada bir şeyleri yapma şekillerinize karşı açık olabilirim. Open Subtitles ربّما يجب أن أكون منفتحة على طريقة قيامكم بالأشياء هنا.
    Sanatçı annemi fırçayı tabloya dokundurduğunda bazı şeyleri hayata geçirdiğini düşünürdüm. Bir an tüm boşluklar, saf olasılık oldu. TED أمي فنانة، وكطفلة كنت دوما أشاهدها تأتي بالأشياء إلى الحياة بضربة من فرشاتها. للحظة كان كل شيء أبيضا تام النقاء.
    Hayatı seviyorum. Yaşıyor olmayı seviyorum. şeyleri görmeyi seviyorum. TED أنا أحب الحياة، أحب كوني شخص حي، أنا أحب التأمل بالأشياء.
    Ve önceden kısıtlanan sanatkarlar onlar için önceden asla mümkün olmayan şeyleri şimdi yapabilirler. TED والفنانون الذين كانوا مقيّدين سابقا يمكنهم الآن القيام بالأشياء التي لم تكن متاحة لهم، لهم سابقا.
    Yani, büyük dişleri olan şeylere olan ilgimize benzer. Öyle değil mi? TED أعني, هذا مشابه لاهتمامنا بالأشياء التي لديها أسنان كبيرة.
    Çocukken iğrenç şeylere kafayı takmış olmam pek de devrim sayılmaz. TED الآن، حقيقة أني كنت مهووسة بالأشياء المقززة عندما كنت طفلة ليس شيئًا جديدًا.
    Dikkat etmem gereken şeylerin bir listesini verdi ama o listede bu yoktu. Open Subtitles لقد أعطاني لائحة بالأشياء التي يجب أن أنتبه لها، ولم يكن هذا فيها
    Şimdi, ölmeden önce yapmak istediğim şeylerin listesini yaptım ve sende bana yardım edeceksin çünkü bu senin hatan. Open Subtitles لقد صنعت قائمة بالأشياء التي أريد القيام بها قبل أن أموت و يجب عليك مساعدتي لأن هذا كله خطأك
    İğrenç şeylerle ilgili tutkunuzu sahiplenin, bundan utanmayın çünkü ortaya ne çıkacağını bilemezsiniz. TED وافتخر بافتتانك بالأشياء المقززة ولا تخجل من ذلك، لأنك لا تعرف أبدًا ما الذي ستعثر عليه.
    Ancak etrafımıza baktığımızda tamamen ilginç şeylerle, yıldızlarla gezegenlerle,ağaçlarla sincaplarla yaşadığımızı görüyoruz TED ولكن عندما ننظر حولنا نجد أننا نعيش في كون ملئ بالأشياء المثيرة، ملئ بالنجوم، والكواكب، والأشجار، والسناجب.
    Böylece bakmaya başladık. İşleri daha farklı yapmalıyız dedik. TED و من ثم بدأنا النظر. ثم قلنا، علينا القيام بالأشياء بطريقة مختلفة.
    Böyle görünüyor, eşyaları bağlayıp akıllı ve interaktif hâle getirebilen küçük bir cihaz. TED وهذا ما يبدو عليه، وهو جهاز صغير سيتصل بالأشياء التي نرغب في جعلها ذكية ومتصلة وتفاعلية.
    Güzel kızların, güzel şeylerden... zevk alması gerektiğini söyledi. Open Subtitles يقول, إلى واحدة من بناته جعلني اتمتع بالأشياء جميلة
    ...çılgın eşyalarla dolu depodan bahsetmedin mi? Open Subtitles لكنك لم تذكر ذلك المستودع السري المليء بالأشياء المجنونه؟
    Gelecek 14 dakika içinde yada her neyse, bir şeyler hissedebilir misiniz? TED في ال14 دقيقة القادمة .. او ما بقي من المحادثة إشعروا بالأشياء
    Asıl çılgın düşünce ise, bizim baloncuğumuzun evrenin malzemelerin bulunduğu kaptaki bir dolu baloncuktan sadece biri olduğu. TED لكن الفكرة الجنونية فعلا هنا هي أن فقاعتنا، هي فقاعة داخل إناء عكر وعريض جدا مليء بالأشياء الكونية.
    Kendini daha iyi hissetmeni sağlar mı bilmem ama çocukluğumuzda birçok kez Olayları gerçekte olduğundan biraz daha ağır hissederiz. Open Subtitles لا أعرف إن كان هذا سيحسن شعورك، لكن في أحيان كثيرة خلال طفولتنا، نشعر بالأشياء أسوأ مما هي في الحقيقة.
    Ama çoğunuz, yaptığımız çoğu iş fiziksel nesnelerle ilgili değil diyebilirsiniz. TED ولكن قد يقول العديد أن كل عملنا لا يتعلق بالأشياء الملموسة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more