Ona hiç itiraf etmememe rağmen beni yüz kere reddetmiş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أنني لم أقــم بالأعتراف إليها أشعر وكـأني رفضت 100 مــرة |
Sana işkence yapıyorken, dayanamayıp itiraf edermiş gibi ona yanlış bilgi vereceksin. | Open Subtitles | ثم يجب أن تعطيه معلومة خاطئة و أنت تتظاهر بالأعتراف من التعذيب |
Bunu itiraf edemeyecek kadar gururludur. | Open Subtitles | أعتقد انه سيكون فخورا بالأعتراف بشئ كهذا. اين الام؟ |
Ve kadın işini kaybetmek istemiyordu, Sonraki işi daha çok itiraf. | Open Subtitles | أنها لم تكن تود أن تخسر وظيفتها القادمة بالأعتراف كثيرًا. |
İşte bu yüzden tam olarak ne ile uğraştığımızı anlayana kadar yaptıklarını itiraf edemezsin. | Open Subtitles | و لهذا لا يجب عليكي بالأعتراف بما فعلتي حتي نعلم تماما مع ماذا نتعامل |
Sana veda pastası almıştım ama ne kadar utansam da yolda gelirken yediğimi itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | إشتريت لك معجنات الوداع لكنني أخجل بالأعتراف أنني أكلتها في طريقي |
Gözetimimdeki bir çocuk günah işlediği zaman evvela senin yaptığın gibi itiraf eder. | Open Subtitles | عندما يقوم طفل في رعايتي بأرتكاب ذنب في البداية ، يقوم بالأعتراف مثل مافعلت |
Kocanızın katilini bulduğumuzu söylemek için gelmiştim ve her şeyi itiraf etti. | Open Subtitles | فقط حضرتُ إلى هنا من أجل أخباركِ بأننا قبضنا على قاتل زوجكِ وقد قام بالأعتراف بفعلته |
Bunu atlatmanın en hızlı yolu Jake'i itiraf etmeye ikna etmek. | Open Subtitles | أسرع شىء لكى نعبر هذا الأمر بأن نُقنع " جيك " بالأعتراف. |
Basken onu 1 saat önce yakaladı ve o da itiraf etti. | Open Subtitles | (باسكن) قام بأعتقاله منذ ساعه وقام بالأعتراف |
Basken onu 1 saat önce yakaladı ve o da itiraf etti. | Open Subtitles | (باسكن) قام بأعتقاله منذ ساعه وقام بالأعتراف |