"بالأعلام" - Translation from Arabic to Turkish

    • bayrak
        
    • bayraklarla
        
    • bayraklara
        
    • bayraklar
        
    • bayrakları
        
    Sanmıyorum ki hiçbirimiz sertçe esas duruşta duracak ve bayrak sallayacak kadar vatansever hislere sahip değildik. Open Subtitles لا أعتقد أن أى منا كان بطلاً بالمعنى الحرفى للكلمة أو بمعنى يستحضر صورتنا واقفين نلوح بالأعلام
    Hadi beyaz bayrak sallayalım (Barışalım). Open Subtitles لنلوح بالأعلام البيضاء ولنتصالح
    Karışık renkte bayraklarla donanmış bu manzara beş elementi temsil etmektedir: Open Subtitles إن المنظر الطبيعي مزين بالأعلام متعددة الألوان الذي يمثل العناصر الخمسة،
    Evet, ikiniz de ellerinizde bayraklarla Bay Hitler'in peşinden yürürdünüz. Open Subtitles لكنتما أنتما الإثنين تسيران خلف السيد هيتلر تلوحنا بالأعلام
    bayraklara sarıldılar ve hava geçirmez odadan uzaya süzüldüler. Open Subtitles مغطيون بالأعلام ثم يتم إلقائهم من العادم الهوائي
    Lokantan yabancı bayraklar ve amatörlerden oluşan bir kadro ile dolu. Open Subtitles مطعمي مليء بالأعلام الأجنبية ويعمل عليها هواة؟
    Çoğu, bayrakları ve milletleri uğruna, istemeye istemeye savaşa gitti. Open Subtitles بالنسبة لكل هؤلاء الملوحين بالأعلام فإن كثيرين قد ذهبوا للحرب دون رغبتهم
    bayrak veya simge temalı İnternet bilgilendirme programının ilk kadın yardımcı ev sahibi olduğunu belki biliyor ya da bilmiyor olabilir. Open Subtitles التي لعلكم تعرفون أو لا تعرفون المرأة الأولى التي شاركت بتقديم برنامج متعلق بالأعلام أو الرايات عبر الإنترنت ترفيهي-مثقف.
    Sürekli bayrak sallıyorlarmış. Open Subtitles ظلوا يلوحوا بالأعلام
    -Mia gibi bir kıza tırmanmak kolay olsaydı, kafası bayraklarla dolu olurdu. Open Subtitles إن كان من السهل مضاجعة فتاة كـ(ميا) لكان رأسها سيكون مغطى بالأعلام
    Montaj, Güney Koreli öğrencilerin Amerikan bayraklarını yaktıkları "Evine git Amerikalı. Orospu çocuğu," yazılı pankart ve dövizler taşıdıkları ve bunun da altında Vietnam'dan geri gelen bayraklarla sarılmış tabutları içeriyordu. TED يتألف مونتاج الصورة من صور لطلاب من كوريا الجنوبية يحرقون الأعلام الأمريكية، ويحملون إشارات "عد إلى وطنك أيها اليانكي الحقير" وأسفل ذلك نعوش ملفوفة بالأعلام عائدة من فيتنام.
    Saraybosna kutlamalar için bayraklarla süslenmişti. Open Subtitles كانت (سراييفو) مزخرفة بالأعلام احتفاء بزيارته
    bayraklara bir nevi takıntılıyım. TED أنا مهووس نوعا ما بالأعلام
    Bazen bayraklar konusunu açıyorum, ve insanlar "bayraklar umrumda değil." diyor ve daha sonra bayraklar hakkında konuşuyoruz, inanın bana, insanların %100'ü bayraklara ilgi duyar. TED أحيانا أتطرق إلى موضوع الأعلام فيكون لسان حال الناس، "أنا لا أهتم بالأعلام" ثم نبدأ الحديث عن الأعلام، و صدقوني جميع الناس يهتمون بالأعلام .
    Zavallı kaptan bayraklar ve Noel ağaçlarıyla çok çaba harcadı ama ben bütün yol boyunca ağlayıp durdum. Open Subtitles القبطان المسكين بذل جهداً كبيراً بتزيين السفينة بالأعلام وأشجار عيد الميلاد ولكني بكيت طوال أيام الرحلة
    Cesur oğlunuz Napoli ve Papalık bayrakları altında oraya giderse Floransa Cumhuriyeti'nin ittifakımızdan gözü korkar. Open Subtitles إن سافر ابنك الشجاع هناك بالأعلام النابولية والبابوية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more