Dünyanın uçurum kıyısında olduğu zamanları düşünün. | Open Subtitles | فكّرنَ بالأوقات التي كان العالم فيها على الحافة |
Güzel zamanları kutlayın. Hadi! Hadi farklılığı kutlayalım. | Open Subtitles | نحتفل بالأوقات الجيدة هيا، فلنحتفل بالتنوع، صحيح؟ |
Bana ailenin her şey demek olduğu, ... eski zamanları hatırlatır. | Open Subtitles | مريح حول قصف البازلاءِ، ألَيسَ كذلك؟ يُذكّرُني بالأوقات السهلة الوقت عندما كانت العائلة تعَنى كُلّ شيء |
Bana ne kadar iyi vakit geçirdiğinden söz etme. | Open Subtitles | توقف لا تخبرني بالأوقات الرائعة التي تحظى بها |
Bana ne kadar iyi vakit geçirdiğinden söz etme. | Open Subtitles | توقف لا تخبرني بالأوقات الرائعة التي تحظى بها |
Beni bilirsin. İyi zamanları düşünüyorum. | Open Subtitles | تعرفني يا رجل، أفكّر بالأوقات الطيبة فحسب. |
Böyle zor zamanları atlatmak için birebir. | Open Subtitles | ما هي الحياة إن لم نمرّ بالأوقات الصعبة؟ |
Daha onurlu zamanları düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّني أفكر بالأوقات الأكثر شرفاً. |
Güzel zamanları düşünmeye çalış. | Open Subtitles | حاول أن تفتكر بالأوقات الطيّبة. |
"Sık sık eski zamanları düşünüyorum." | Open Subtitles | ".. الآن ومرة أخري، أفكر بالأوقات الجميلة" |
"Susie, sık sık eski zamanları düşünüyorum. | Open Subtitles | ".. سوزي، الآن ومرة أخرى، أفكر بالأوقات الطيبة" |
Bu bana iyi zamanları hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يذكرني بالأوقات الحسنة |