"بالإستثمار" - Translation from Arabic to Turkish

• yatırım
• yatırımı

Bunun yolu ise yatırım yapmaktan geçiyor, bir kıtada çok yolsuzluk var diye "ben buraya yatırım yapmıyorum" demekten değil.
والطريقة لذلك هي بالإستثمار وليس القول بأني لا أستثمر في تلك القارة لأن فيها الكثير من الفساد

Tümüne baktığınızda, yapmanız gereken bütün şeylerin içerisinde, yatırımcının yatırım yapıyor olacağı en önemli şey nedir?
ما هو الشيئ الوحيد و الأكثر أهمية بالنسبة لصاحب رأس المال ليقوم بالإستثمار فيه؟

Hepsi gitti, yatırım yaptım.
ذهبت النقود.. أعني قمت باستثمارها إنّها مشغولةٌ بالإستثمار

Bir arkadaşım Halifax'taki işletmesine yatırım yapmaya beni ikna etti.
أقنعني صديق بالإستثمار في مطحنته في هاليفاكس

Kârlı bir yatırımı bırakmak ve, sahip olduğum her şeyi kaybetmek, ve Francis'i,Babamın yüzyılı aşkın zamandır başarısız olduğu... işe yaramaz madene yatırım yapması için ikna etmeye çalıştım.
الإلقاء بالإستثمار المُربح و إفراغ كل ما لدي و إقناع فرانسيس بحذو حذوي في منجمٍ منتهٍ

Çeşitli hayır işi ve vakıfa yatırım yaparak başlamış gibi görünüyor.
ويبدو أنه بدأ بالإستثمار في مختلف الجمعيات الخيرية والمؤسسات.

Seni yatırım yapman için ikna ettiğimde orada dönen olaylar hakkında hiçbir fikrim yoktu.
أنّ هناك شيءٍ غير صائب في الصندوق عندما أقنعتُك بالإستثمار.

Eğer tünel planına yatırım yapmana izin verseydim bugün, ödülün olan göğüsleri isteyecektin.
كُنت لأراهن أنك كُنت ستشعر بأنك مُغفل اليوم لو كُنت سمحت لك بالإستثمار في محطة القطار

Geleceğe yatırım yapıyorum sanırım.
إنه يتعلق بالإستثمار في المستقبل، على ما أفترض.

Eve yatırım yaparak para biriktireceğiz. - Bu doğru.
. ونحن سنكون ندّخر المال بالإستثمار فى منزل

Duyduğum kadarıyla istediğimiz paranın daha azıyla bize yatırım yapmak istiyorsunuz.
أتعني أنك تريد أن تغلق علينا بالإستثمار بجزء بسيط من ما طلبناه.

Eğer her eyalet hükümeti dört yaş üniversal ana okullarına yatırım yaparsa dört yaş tam gün anaokullarına yıllık toplam milli maliyet aşağı yukarı 30 milyar dolar olacaktır
لذا إذا نظرتم إلي تكلفته إن قامت كل ولاية حكومية بالإستثمار في التعليم قبل المدرسي الشامل لسن الرابعة مجموع التكلفة السنوية الوطنية سيكون تقريباً 30 مليار دولار.

"Borsada tavan yapacak sağlam bir hisseye yatırım yapmanızı sağlayacağız.
نجعلكَ تقوم بالإستثمار في أسهم "سوريفيري" الرابحة

Adam bize yatırım yapmak için yalvarıyordu.
أعني ، كان يستجدينا لنسمح له بالإستثمار

Şirketin sürekli benim projelerime yatırım yapıyor.
شركتك دائمًا تقوم بالإستثمار في أعمالي

- New Hampshire'da yatırım yapıyorsun ve çılgın bir kardeşin var.
-مالذي تعنينهُ؟ -أنتَ تقوم بالإستثمار في (نيوهامبشر ) و..

- Nitelikli insanlar yatırım yapmakla ilgilenir ve yatırım için paraları vardır.
-أتيت مبكراً -بينما الأشخاص المؤهلون ... الأشخاص المؤهلون مُهتمون بالإستثمار والحصول على المال من أجل الإستثمار

yatırım yapmaya söz veriyorum.
أعد بالإستثمار.

Ama, kontrol edemeyeceğime inandığım her yatırımı reddettim.
لكن بما أنني لا أؤمن بالإستثمار في أى شيء لا أستطيع السيطرة عليه ، تراجعت

En zenginle en fakir ülkeler arasında, fakir ülkelerin kendi kendilerine yetebilecekleri bilinciyle ve tarım için gerekli yatırımı da sağlayarak bir köprü kurmalıyız, böylece Afrika yiyecek ithalatçısı değil de, yiyecek ihracatçısı olsun.
يجب علينا اذاً بناء علاقة صحيحة بين الدول الغنية والدول الأكثر فقراً تستند على رغبتنا في أن يصبحوا قادرين على إعالة أنفسهم بالإستثمار الضروري لزراعتهم، حتى أن افريقيا ليست مستورداً صافياً للغذاء، لكن مصدراً للغذاء.