O yüzden bana balık tutmaya gidelim dediğinde, çok sinir bozucu birisi olduğunu düşündüğüm için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | عندما قالت لي بأن أذهب معها لصيد السمك شعرت بالإستياء لإعتقادي بأنها كانت مزعجة |
Tamam, tüm bunlar hakkında kendimi kötü hissediyorum ama bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | ،أنا أشعر بالإستياء بخصوص الأمر كله لكن هذا لا يعني أن تقومي بذلك |
Seni zorladığım için kendimi kötü hissediyorum... biliyorsun sonuna kadar devam etmek için. | Open Subtitles | أشعر بالإستياء لأنني ضغطت عليكي , تعلمين المضي بكل الطريق |
Ve ona söylediğin bazı şeyler beni fazlasıyla gücendirdi. | Open Subtitles | وقد قلت لها أشياء تركت لديها شعورا بالإستياء |
Ve ona söylediğin bazı şeyler beni fazlasıyla gücendirdi. | Open Subtitles | وقد قلت لها أشياء تركت لديها شعورا بالإستياء |
Son görüşmemizden dolayı kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | شعرتُ بالإستياء قليلاً حول مقابلتنا الأخيرة. |
Eğer akşam saati olmadan ölürsen kendimi kötü hissederim. | Open Subtitles | سأشعر بالإستياء إن قـُتلتَ قبل الساعة السعيدة. |
Oyun hakkında kendimi kötü... ama ne diyebilirim ki? | Open Subtitles | أشعر بالإستياء، أشعر بالإستياء حيال الفيلم اللعين. ماذا تريدني أن أقول؟ |
Evinde olanlar için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالإستياء لما حدث في منزلك |
kendimi kötü hissetmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدي منّي أن أشعر بالإستياء ؟ |
Demek istediğim kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | أعني ، جعلتني أشعر بالإستياء |
Getirdin mi? kendimi kötü hissediyorum Emma. | Open Subtitles | أشعر بالإستياء يا إيما |
Ona davranma şeklim yüzünden yeterince kötü hissediyorum ve düşündüm de bu oyunu oynamaya devam etmek istemiyorum. | Open Subtitles | تعلمون ، أنا أشعر بالإستياء الشديد للطريقة التي عاملتها بها وأنا أفكر فقط ، تعلمون |