Bazen Khal kendisine sunulan köle sayısını hakaret olarak görebilir. | Open Subtitles | بعض الأحيان خال يشعر بالإهانة بعدد العبيد الذين يعطون له |
Burası kızkardeşimin evi. Gidersek, bunu kendine hakaret sayar. | Open Subtitles | انه منزل شقيقتي ستشعر بالإهانة إذا ذهبنا بعيدا |
Çok doğal konuşan birisi olarak, alındım. | Open Subtitles | تعرفين, بالنسبة لشخص يتحدث طبيعي, أشعر بالإهانة. |
Teğmen, danışmanınıza başka bir avukatın atanmasını önerirsem Hakarete uğramış hisseder misiniz? | Open Subtitles | هل ستشعر بالإهانة إن طلبت من رئيسك أن يعين محامياً غيرك؟ |
O kadar aşağılanmış ve utanmıştım ki. | TED | أحسست بالإهانة الشديدة و الإحراج و الخجل. |
Sana bir şey söylemek istiyorum ve amacım seni rencide etmek değil. | Open Subtitles | أريد أن أقول لك شيئاً ولا أريدك أن تشعر بالإهانة |
gücendim. Bunu nasıl söylersin? | Open Subtitles | تباً , أنا أشعر بالإهانة كيف تستطعين قول هذا ؟ |
rahatsız olmuş olsa bile, bu sebepsiz ayrılmasına gerekçe olmaz. | Open Subtitles | حتى لو أنها شعرت بالإهانة فذلك ليس سبباً كافياً لترحل |
Emin değilim ama göğüslerime hakaret ettiniz galiba. | Open Subtitles | لست متأكدة، لكن أظن صدري شعر بالإهانة غطوني |
Davet edilmememi hakaret olarak algılamalı mıyım? | Open Subtitles | هل علَيَّ أن أحسَّ بالإهانة لأنني لم أتلقى الدعوة؟ |
Bu ortaklığı devam ettireceksiniz. Biliyor musun, benimle müzakere etmenin sana yakışmadığını düşünmeni hakaret olarak algılıyorum. | Open Subtitles | ستقومان سوياً بالتقدم برعاية هذه الشراكة هل تعرف انني أشعر بالإهانة |
Birçok köpek ve midilli sirki düzenlemişimdir ve imandan dolayı alındım. | Open Subtitles | قمت بتنظيم عديد من هذه العروض أشعر بالإهانة بما تحاول الاشارة إليه |
Beni tanımamanıza biraz alındım doğrusu. | Open Subtitles | شعرتُ بالإهانة قليلًا لأنّكم لم تميّزوني. |
Köleliği onayladığımı düşündüğünü ima ediyorsan, alındım. | Open Subtitles | إن كنتِ تلمّحين أنني أؤيد العبوديّة فأنا أشعر بالإهانة |
Bugüne kadar, özsaygısı olan hiçbir ulus Fransızların bize ve size yüklediği ölçüde zarara,zulme ve Hakarete maruz bırakılmadı. | Open Subtitles | لا توجد بلاد محترمة تواجه بغضب وإهانة الفرنسيون ينهالون بالإهانة علينا و عليك يجب ردعهم، سيدي |
Dönek bile olsa Mafioso gibi bir adamla görüşmekle suçlanarak, kendimi çok fena aşağılanmış hissediyorum. | Open Subtitles | فأشعر بالإهانة بشدة من خلال مواجهة مع رجل مافيا، حتى لو أنه تبين مرتد عن جماعته |
Normalde rencide olurdum, ama adam haklı. | Open Subtitles | من المفترض أن أشعر بالإهانة, لكنه محقّ! |
Aslına bakarsanız gücendim. | Open Subtitles | كلا، أنا لست في حيرةٌ من أمري في الواقع، أشعر بالإهانة |
Yani kızın gibi rahatsız olmadın, öyle mi? rahatsız mı? | Open Subtitles | و هذا يعنى أنك لا تشعر بالإهانة مثل إبنتك ؟ |
Senden bu kadar etkilenmesem bu lafına alınırdım. | Open Subtitles | لو لم أكنُ مفتونا بجمالكِ، لشعرتُ بالإهانة. |
-Çok aşağılandım Gerçekten bu yaptığına gerek yok- | Open Subtitles | أنا اشعر حقا بالإهانة ، لمعلوماتك فأنا لا اعرف من تكون والدتي |
Son öğrenen ben olduğum için biraz incindim. | Open Subtitles | فقط أشعر بالإهانة قليلا لأنني كنت آخر من يعلم |
Soytarılık mesleğini bıraktığım için söylediklerine pek alınmadım. | Open Subtitles | ولست فكاهياً ممارساً، لذلك لم أشعر بالإهانة |