Söz konusu sizken, olumlu cevap vermeyi hakkettiğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | في حالتك، اعتقد بأن حان الوقت لنيل الأجابة بالإيجاب |
Tanığın olumlu cevap verdiği kayıtlara geçsin. | Open Subtitles | دع السجل يظهر أن الشاهد قد أجاب بالإيجاب |
Çünkü ancak sizi tanıdıktan sonra onlara yaklaşıp destekçiniz olmalarını istediğinizde alacağınız cevabın olumlu olma olasılığı daha yüksek olur. | TED | لأنهم بمجرد معرفتهم لك، فهناك احتمال كبير بأنك حين تقترب منهم وتطلب منهم أن يكونوا رعاة لك، فإنهم في الحقيقة سيجيبون بالإيجاب. |
Ve o zamanlar insanlar aslında bu soruyu olumlu, ''evet'' diye yanıtlıyordu. | TED | في الوقت الذي ، يجيب فيه الناس على هذا التساؤل بالإيجاب ، " نعم ". |
Senatörlerin çoğunluğu olumlu oy verdi. | Open Subtitles | أغلبية مجلس الشيوخ صوتوا بالإيجاب |
İstemiyorum. Ya da Webster'ın tanımıyla, olumlu. | Open Subtitles | نعم، أو كما هو محدد في وبستر، بالإيجاب. |
Gerçekten küresel ürünler üzerine çalışıyorlardı ve Microsoft, Google, AstraZeneca, General Electric, Philips gibi şirketler, Banglore ve Haydarabad'daki ArGe merkezlerinden olumlu cevap aldılar. Dünya için ürün ve hizmet üretebilecek durumdalar. | TED | إنهم يعملون على منتجات عالمية بالفعل، والشركات من أمثال مايكروسوفت وغوغل وآسترازينيكا وجنرال إلكتريك وفيليبس كانوا قد ردوا بالإيجاب على سؤال أنه من مراكز البحث والتطوير لديهم في بانغلور وحيدرآباد، هم قادرون على إنتاج خدمات ومنتجات للعالم. |
-44 Adam. -44 Adam, olumlu. | Open Subtitles | أربعة وأربعين (آدم) أربعة وأربعين (آدم) بالإيجاب |
Her üçünede olumlu yanıt verdi. | Open Subtitles | الثلاثة اجابوها بالإيجاب. |
Hepsine olumlu cevap vermeni istiyorum, | Open Subtitles | اريد منك ان تجيب بالإيجاب |
Eger cevabin olumlu ise, lütfen tükürür müsün? | Open Subtitles | ...إذا كان جوابك بالإيجاب فهلا تبصق |
Şimdi olumlu söyleme. | Open Subtitles | الآن لا أقول بالإيجاب. |
olumlu. | Open Subtitles | بالإيجاب. |