Berbat bir öz saygım var ve bu telafi etmeme neden oluyor. | Open Subtitles | لدي كثيراً من الإحترام الذاتي لنفسي و ذلك بسبب رغبتي بالتعويض بإفراط |
Emek ekonomisinde "telafi Farkı" diye çok temel bir prensip vardır. | TED | وهو من المبادئ في اقتصاد العمل والعمال، ما يسمى "بالتعويض الفارق" |
Sonunda, 1864 yılında, tazminat umutları Konfederasyon Ordusu'nun Atlanta'daki yenilgisiyle suya düştü. | Open Subtitles | وفي عام 1864 تلاشى أملها بالتعويض مع هزيمة جيش التحالف في أتلانتا |
Al ,bu referans ve kaza tazminat parası. | Open Subtitles | إليك المال الخاص بالتعويض عن الاحالة والكوارث |
Sistem bozulduğunda sonuç için senin dengelemen lâzım. | Open Subtitles | عندما يخفق الأمر عليك بالتعويض للحصول على النتائج |
Sistem bozulduğunda sonuç için senin dengelemen lâzım. | Open Subtitles | عندما يخفق الأمر عليك بالتعويض للحصول على النتائج |
Bir keresinde Minikler Ligi'nde maç kaybettik diye babam çok üzülmüştü ve dokuz yıl ortada gözükmeyerek telafi etti. | Open Subtitles | لا ، هذا غير صحيح ، مرة أبي شعر بالسوء لعدم حضوره أحد مبارياتي فقام بالتعويض عنها بالغياب لمدة تسع سنين |
L anlaşma kırmaya çalıştı, ama ben fark edince l, l telafi etmeye çalıştı olamazdı ve ben çok geç olmadan her şeyi vermek için çalıştı. | Open Subtitles | لكن عندما لاحظت أنني لم أستطع لقد حاولت أن أقوم بالتعويض و أنا حاولت أن أهب كل مالدي قبل أن يكون قد يتأخر الوقت |
Ve tek tek bütün hatalarımı telafi edeceğim. | Open Subtitles | الواحد تلو الآخر, سأقوم بالتعويض عن كل مافعلته. |
Bir bir bütün hatalarımı telafi edeceğim. | Open Subtitles | الواحد تلو الآخر, سأقوم بالتعويض عن كل مافعلته. |
Bence hakimiyet kurmaktan çok, hakimiyet kuramamayı telafi etmekle ilgili bir şey. | Open Subtitles | اظن ان الامر يتمحور ليس بالضرورة حول اظهار القوة و لكن بالتعويض الزائد عن غيابها |
Tek dileğim, hayatımın kalan günlerinde size, istekleriniz doğrultusunda hizmet ederek onları telafi etmeme izin vermenizdir. | Open Subtitles | اتمني ان تسمحي لي فقط بالتعويض عن ذلك بخدمة رغبتك لبقيه ايام حياتي. |
tazminat ile ilgili olarak, ...iki tarafın da konuşmasının gizli olmasını istiyorum. | Open Subtitles | وفيما يتعلق بالتعويض كلا الجانبين يريد أن يبقي المبلغ سرياً |
Davayı kayda geçerseniz, tazminat talebinde bulunabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا رفعت دعوى قضائية, ستكون قادرة على المطالبة بالتعويض. |
Teknik olarak görevime iade edilene ve mağdurlarımın ailelerine tazminat ödeyene kadar kendime avukat diyemem. | Open Subtitles | حسنا, تقنيا لا يمكنني ان ادعو نفسي محامي حتى يتم اعادة تثبيتي و اقوم بالتعويض لأسر الضحايا |
Hizmet ettiğiniz fazladan 1 yıl için tazminat talep edebilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكِ المطالبة بالتعويض عن السنه الإضافية! |
Şimdi de biz "tazminat" denen küçük bir şeyi geri alıyoruz. | Open Subtitles | والآن نحن نستعيد شيء صغير يدعى بالتعويض |
Adamlarim tazminat talep ediyor. | Open Subtitles | الناس تطالب بالتعويض |
Aldığın eğitim adrenalinin yükselince bunu dengelemen gerektiğini söyler ama bir parçan bu kişisel bir hesaplaşma olduğu için aldığın eğitime inanmaz. | Open Subtitles | التدريب سيعلّمكِ أنه عندما يتدفق الأدرينالين يجب أن تقومي بالتعويض ولكن جزءاً منكِ لن يؤمن بالتدريب لأن هذا القتل شخصي |