Fakat dünyâyı öğrenme şeklimizle ilgili önemli başka bir yol var: onunla etkileşim kurmak. | TED | ولكن هناك طريقة أخرى مهمة يمكن معرفة العالم بها وذلك بالتفاعل معه |
etkileşim demekten kastın adam kaçırma ve işkence ise evet, beni sorgulamıştınız, hatırladınız mı? | Open Subtitles | إن كنت تعني بالتفاعل الخطف والتعذيب أجل، لقد استجوبتني الا تتذكر؟ |
Ama o, öğrencilerle etkileşim içinde olmamalı. | Open Subtitles | و لكن هذا ليس شخصاً يجب أن نسمح له بالتفاعل مع الطلاب |
Yemeğimizi yedikçe kamera uzaklaşıyor ve giderek daha büyük organizmalarla etkileşime girmeye başlıyoruz. | TED | بينما يأكل تبدأ الكاميرا بالتراجع ثم يبدأ بالتفاعل مع نوع أكبر من الكائنات الحية. |
Ve şimdi, teknolojik yanılsamanın büyüsü altında korkularımızı görmezden gelebilir ve gerçek anlamda etkileşime geçebiliriz. | TED | والآن، تحت سحر الخداع الإلكتروني، نستطيع تجاهل مخاوفنا ونبدأ بالتفاعل معهم بصدق. |
Mahkûmlar ve çalışanlar daha serbest etkileşime giriyor ve yakınlaşıyorlardı. | TED | بدأ المساجين والموظفون بالتفاعل بشكل أكبر وأكثر انفتاحًا وبدأت تنشأ علاقات. |
Ne yani, sanatla etkileşim kurmak yasak mı? | Open Subtitles | ماذا، لا يسمح لي بالتفاعل مع الفن؟ |
Mıknatıslar etkileşim , bkz nanopartiküller ile , kanser tümörlerinin boyutunu azaltır. | Open Subtitles | (انظرى,يقوم المغناطيس بالتفاعل مع (الجسيم النانوي مما يؤدى الى تقليل حجم الورم |
daha yakın etkileşim kurabiliyorsunuz. | Open Subtitles | بالتفاعل مع بني جنسكم |
etkileşim içinde olmak gibi daha çok. | Open Subtitles | اعتقد إنه أشبه بالتفاعل. |
Çapraz verimlileşmeye, etkileşime izin vermiyor, şehirleri harika yapan ve toplumu zenginleştiren etkeni kaldırıyor. | TED | ولا يسمح باختلاط الثقافات، ولا بالتفاعل بين الناس، والذي يجعل من المدن أماكن رائعة ويجعل المجتمعات تزدهر. |
Sanal ortamda etkileşime izin vererek bir bakıma iki insanın ortak çalışmasını taklit ediyor. | TED | فهي تسمح لشخصين بالتفاعل عمليًا بطريقة تحاكي كيف سيتعاونا وجهًا لوجه. |
Oradalar, ancak onlarla etkileşime girmemizin bir yolu yok. | Open Subtitles | هم غير موجودين ليس بطريقة تسمح لنا بالتفاعل معهم |
Benim için inanılmaz olan şu ki, içinden en çok geri dönüş aldığım ya da en büyük başarılara ulaştığım projeler doğrudan etkileşime girdiklerim oldu. | TED | ما لا يصدق بالنسبة لي هو أن مشاريع حصلت على أكبر قدر من ردود الفعل، أو لقد كانت الأكثر نجاحا هي تلك التي قمت أنا بالتفاعل مع الأشياء المباشرة. |
Dört kuvvet hakkında çok bilgimiz var. Ama çok çok ufak uzaklıklardakiler hakkında çok daha fazla bilgimiz olmalı, ve onlarla daha yeteri derecede etkileşime giremedik. | TED | نحن نعرف الكثير حول أربعة قوى. لابد أن هناك المزيد أكثر، لكن تلك على مسافة صغيرة جداً جداً، ونحن لم نقم بالتفاعل معها كثيراً بعد. |