- Çocuk teknoloji ustası ama korkmayın. Ben daha ustayım. | Open Subtitles | لكن لا تخف أنا شاطرة بالتكنولوجيا هل هذه كلمة ؟ |
Şimdi, dediğim gibi, büyük bir teknoloji hayranıyım. | TED | كما ذكرت، أنا معجبة كبيرة بالتكنولوجيا. |
Bu çok iyi bir haber çünkü, o çıkıyor ki, dijital teknoloji ile ortaklaşa eylemlerde çok iyiyiz. | TED | وتلك أخبار جيدة، لأنه يبدو أننا جيدون جدا في الأعمال الجماعية بالتكنولوجيا الرقمية. |
Çünkü teknolojiyle ilgili yanlış bir şey yok, teknolojiye yaklaşımımız yanlış. | TED | لأنه لا يوجد خطأ بالتكنولوجيا، ولكن منهجنا المتعلق بالتكنولوجيا غير صحيح. |
Haddimi aşmak istemiyorum ama teknolojiyle ilgili yardım lazım olursa söylemen yeterli. | Open Subtitles | لا أريد التجاوز , لكن إذا تحتاج مساعدة بالتكنولوجيا , فقط أسأل |
Teknolojiyi hafıza için bir metafor olarak düşünmek çok kolay ama beyinlerimiz teknoloji kadar mükemmel saklama cihazları değil. | TED | من السهل التفكير بالتكنولوجيا وكأنها كناية عن الذاكرة ولكن عقولنا ليست ملائمة لتحوي أجهزة تخزين مثل التكنولوجيا |
Biraz strateji ve onun teknoloji ile ilişkisi hakkında konuşacağım. | TED | سوف أتحدّث قليلًا عن الاستراتيجية وعلاقتها بالتكنولوجيا |
KH: Burada herkes teknoloji uzmanı. | TED | ك.ه: انظر، نحن حشد بارع بالتكنولوجيا هنا. |
Kentsel teknoloji, insanlık problemlerini çözmek için kullanıldığından yararlı teknoloji olarak da adlandırılır. | TED | التكنولوجيا المدنية في بعض الأحيان يشار إليها بالتكنولوجيا الخيرة، باستخدام التكنولوجيا لحل المشكلات الإنسانية. |
İlki, iş verenler yeniden başlayanların teknoloji konusunda eskimiş kaldığından endişe ediyor. | TED | الأول ، أرباب العمل قلقون أن المستأنفين فقيري المعرفة بالتكنولوجيا. |
Geçen on yılda öğrendiklerimin çoğunun teknoloji ile hiç alakası yoktu. | TED | معظم ما تعلمته خلال العشر سنوات الماضية لم يكن يتعلق بالتكنولوجيا إطلاقًا. |
Buna temiz teknoloji deniliyor, ve bu bana çok mantıklı geldi. | TED | يسمى هذا بالتكنولوجيا النظيفة، وشعرت بأن هذا العمل يعني شيئاً لي فعلاً. |
İnsanlar arası iletişimin demode olduğu, insana olan ihtiyacın teknoloji tarafından karşılandığı bir toplum. | Open Subtitles | مجتمع حيث التفاعل البشري موجود به وليس ملغيّا ً ؟ في مكان جميع الناس به لا يهتمون سوى بالتكنولوجيا ؟ |
Oğlum tam bir teknoloji delisi. Dokuz ay kayıt yapan son teknoloji kameralarımız var. | Open Subtitles | إنّ ابني مهووس بالتكنولوجيا نملك أحدث آلات التصوير التي تحتفظ بالصور لتسعة أشهر |
Ama daha da önemlisi bu insanlar teknolojiyle oynayan insanlar. | TED | ولكن بصورة عامة .. هؤلاء الاشخاص يلعبون بالتكنولوجيا |
Korkutucu olan biziz ve teknolojiyle yapacaklarımız. | TED | الشيء المخيف هو نحن وما الذي سنفعله بالتكنولوجيا. |
Teknolojiyi üreten insanlar teknolojiyle ne yapmamız gerektiğini düşünen insanlar olsun istiyoruz. | TED | ونريد الأشخاص الذين يصنعون التكنولوجيا أن يفكروا في ما يجب أن نفعله بالتكنولوجيا. |
İnsanlaştırılmış teknolojiyle uykumuzun kalitesini ölçebiliriz. | TED | بالتكنولوجيا البشرية يمكننا مراقبة جودة دورات نومك. |
Belki bu sizi şaşırtmayacak çünkü çoğu zaman insanlar günümüz gençlerinin teknolojiyle her türlü şeyi yapabildiğini hissediyor. | TED | قد لا يفاجئكم ذلك، لأن في غالب الأحيان يشعر الناس بأن شباب اليوم هم قادرين على القيام بكل شيء بالتكنولوجيا. |
Aradığımız grup eğitimli ve teknolojiye hakim. | Open Subtitles | نحن نبحث عن مجموعة صغيرة متعلمين و ملمين بالتكنولوجيا |