Bay Clark, Bölge Savcısı Garrison'ın yönelttiği suçlamaları biliyor musunuz? | Open Subtitles | سيد كلارك , هل أنت على علم بالتهم التي ساقها المدعي العام جاريسون ؟ |
Sanık Moore, hakkınızdaki suçlamaları anladınız mı ? | Open Subtitles | المتهم مور, هل تعى بالتهم الموجهه إليك ؟ |
Yargıç, sana suçlamaları kabul edip etmediğini soracak. | Open Subtitles | سيحتاج القاضي منكِ إلى الإعتراف علنا بالتهم |
-Onbaşı, duygularını anlıyorum. Ama bunun sana yapılan suçlamalar ile bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أنا افهم مشاعرك لكن هذا ليس له علاقة بالتهم |
Mazereti olamaz. Tam bir soruşturma yapılacak, suçlamalar yöneltilebilir. | Open Subtitles | غير مقبول بالطبع وسيتم التحقيق بالتهم الكاملة له |
Bay Chandler, sorularınızı dava konusu suçlamaları ile sınırlayın. | Open Subtitles | سيد " تشاندلر " حدد أسئلتك بالتهم الحالية |
suçlamaları törpülemiyoruz. Thomas suçunu kabul etti mi? | Open Subtitles | قدّ سمعتِ أمي ، نحن لا نرمي بالتهم. |
Size karşı yapılan suçlamaları kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | أعلمت بالتهم الموجهة إليك ؟ |
Beyaz Saray suçlamaları açıklamak için yarın erken vakitlerde bir basın toplantısı düzenlemeye karar verdi. | Open Subtitles | ولقد قرر ( البيت الأبيض ) إنعقاد مؤتمر " " صحفى غدا صباحاً, للإدلاء بالتهم |
Böyle suçlamalar yapmaya başlarsan birinin hayatını mahvedebilirsin. | Open Subtitles | إذا ألقيتِ بالتهم جزافاً هكذا ستدمرين حياة أحدهم |
Yüzleştiği suçlamalar için patronunuz aleyhine ifade vermek siter misiniz? | Open Subtitles | هل ستشهدين ضد رئيسك؟ بالتهم الموجهة ضده؟ |
Bütün suçlamalar, bana yönelirdi yoksa. Şüpheler. | Open Subtitles | يمكنهم أن يلقوا علي بالتهم والشك. |
Zil zurna sarhoş, hiçbir şey dinlemiyor, suçlamalar savuruyor. | Open Subtitles | مخمور وغير متزن يرمي بالتهم جزافاً |
Hakkındaki suçlamalar, öyle basit şeyler değil. | Open Subtitles | فهذه ليست بالتهم الهينة |