kesinlikle. Cesur ve güçlü bir adamdır. | Open Subtitles | بالتّأكيد سيفعلُ ذلك، إنّه رجلٌ ذو عزم وقِيم أخلاقيّة قويّة |
Bunu kesinlikle fark etmiş olmaları lazım çünkü çok sık rastlanıyor. | Open Subtitles | في الكون. يجب انهم بالتّأكيد قد لاحظو هذا لأنه أمر شائع جدا. |
Hey, şu üç tepe kesinlikle haritaydı. | Open Subtitles | مهلاً، هذهِ القِمم الثّلاث كانت بالتّأكيد على الخريطة |
Tabii ki de böyle bir çocuğa kalacaktı. | Open Subtitles | بالتّأكيد سينتهي بها الأمر مع شخص مثله |
- Tabii ki o'sun. - Değilim. | Open Subtitles | بل أنت كذلك بالتّأكيد بل لستُ كذلك |
Tamam, balım. Tabi ki mutluyum. | Open Subtitles | بالتّأكيد يا عزيزتي , بالتّأكيد أنا سعيدة |
Tabi ki seviyorum onu. Aynı... Aynı seni sevdiğim gibi. | Open Subtitles | ...بالتّأكيد أحبّها بالضّبط كما- بالضّبط كما أحبُّكِ |
Şey, bu kesinlikle alışılmadık bir şey çünkü kendisi babanız olur. | Open Subtitles | ... حسناً، هذا بالتّأكيد غير طبيعي لإنّ ذلك الرّجل كان والدك |
Beni burda istemiyorsunuz, ben de kesinlikle burada olmak istemiyorum. | Open Subtitles | قد لا تريدني هنا, لكننيّ بالتّأكيد لا أريد أن أكون هنا . |
Bir telefonun kilidini kesinlikle açabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني أن أفتح الهاتف بالتّأكيد. |
kesinlikle sende kalmayacağıma eminim. | Open Subtitles | أنا لن أبقى في شُقّتك بالتّأكيد |
Haklısın Forman. kesinlikle haklısın. | Open Subtitles | (أنت على حق، (فورمان أنت بالتّأكيد على حق |
kesinlikle. | Open Subtitles | هو بالتّأكيد فعل |
kesinlikle Bay Flemming. | Open Subtitles | بالتّأكيد سّيّد فليمنج |
Tabii ki sen de istiyorsan. | Open Subtitles | حسناً , فقط إذا كنت مهتمّاً بالتّأكيد |
Çoğu çağrıyı gece alırız Tabii ki ama-- | Open Subtitles | بالتّأكيد , الفترة المسائية عندما نتلقّى أغلب الإتصالات , لذلك ... .... ـ |
Elbette, Tabii ki. | Open Subtitles | بالتّأكيد , بالتّأكيد |
- Tabii ki hayır. | Open Subtitles | ــ بالتّأكيد لا |
Tabi ki alıyorsun. | Open Subtitles | بالتّأكيد سوف تفعلين |
Tabi ki seni seviyorum Zoey. | Open Subtitles | "بالتّأكيد أحبّك "زووي |
Tabi. Hadi yiyelim. | Open Subtitles | نعم , بالتّأكيد . |