"بالثلاجة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Buzdolabında
        
    • Dolapta
        
    • buzdolabına
        
    • dolaba
        
    • Buzdolabındaki
        
    • Buzlukta
        
    • dolaptaki
        
    • Buzdolabının
        
    Kiş fırında, bira ve şarap Buzdolabında, mumlar da masada. Open Subtitles حسنًا، الكعك بداخل الفرن الجعة والنبيذ بالثلاجة والشموع على الطاولة
    Bütün bu Gösterişçi insanlar için... Buzdolabında tutarlar Ve kimse olmadığında yerler... Open Subtitles وهؤلاء مغنو الجاز السارقون العصريون ذوي القبعات. يضعونها بالثلاجة أتعلم هذا اتقبض على يدي لمصافحتي
    Eğer, açsan, Buzdolabında böğürtlen yoğurdu var. Open Subtitles إذا كنت جائعا فهناك بالثلاجة بعض اللبن والهامبورجر
    Dolapta votka var. Birer tane içebiliriz. Open Subtitles لدى بعض الفوديكا بالثلاجة يمكننا أن نحتسى شراباً
    Dolapta bira var, böylece içkisizlikten ölmezsin. Open Subtitles هناك بيرة بالثلاجة لذا لا تمت خوفاً من هيئة مكافحة الغدمان
    Okul sonrası yemeği. buzdolabına koyun. Open Subtitles هذه وجبة خفيفة بعد المدرسة ضعيها بالثلاجة إذا كان ذلك ممكنا
    dolaba bak. Bir şeyler olmalı.. Open Subtitles حسناً ، إنظر بالثلاجة ، لابد أن هُناك شيئاً.
    Annem yemek yapamayacak kadar sarhoş olduğunda Buzdolabındaki her şeyi tencereye koyardım. Open Subtitles أمى لا تستطيع الطهى ولا أنا وكنت آكل على ما تقع يدى عليه بالثلاجة
    Eğer, açsan, Buzdolabında böğürtlen yoğurdu var. Open Subtitles إذا كنت جائعا فهناك بالثلاجة بعض اللبن والهامبورجر
    Yumurtalar ve meyve suyu Buzdolabında yani kendini evinde gibi hisset. Open Subtitles البيض و العصير بالثلاجة لذا خذ راحتك بالتصرف
    Not: yemeğin Buzdolabında ve sana en sevdiğin pastadan aldım tezgahın üstünde. Open Subtitles العشاء بالثلاجة ولقد احضرت لك كعك المفضل إنها على المنضده
    Buzdolabında nar suyu ve Buzlukta da hindistan cevizli dondurma var. Open Subtitles هنالك عصير رمان بالثلاجة وايسكريم جوز هند بالثلاجة
    Buzdolabında kan izi yoktu, bu da demek oluyor ki, herhangi biryerde vurulmuş olabilir. Open Subtitles ليس هُناك دماءٌ متبعثرة بالثلاجة ربما قتل هذا الرجل بمكانٌ اَخر
    Buzdolabında yiyecek oluyor, kampa zamanında gidiyorum. Open Subtitles .هناك طعام بالثلاجة أصل للمخيم بالوقت المحدد
    Dolapta buz gibi bir kutu biram var. Open Subtitles لا تكوني هكذا، تفضّلي بالدخول لديّ ستّ علب جعّة بالثلاجة
    Dolapta bira var, eşyalarıma dokunmazsanız, kalabilirsiniz. Open Subtitles هنالك جعّة بالثلاجة إن وعدتما بالابتعاد عن أغراضي
    Dolapta Sam'in biraları var. Kendini yere serebilirsin. Open Subtitles سام لدية البيرة بالثلاجة , افعلى ما تشائى
    O alnındaki yaranın 6 yaşındayken buzdolabına koştururken olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلم أن الوشم الصغير في رأسكِ هناك بسبب عندما كنت في ال6 من عمرك صدمت بالثلاجة
    Bunları benim için buzdolabına koyabilir misin, lütfen? Open Subtitles اسمعي, أتمانعين لو وضعتي لي هذه بالثلاجة لأجلي, رجاءً؟
    Bak. dolaba zincirliyiz, inanabiliyor musun? Open Subtitles تحقق من هذا، لقد تمّ تقييدنا بالثلاجة أتصدق هذا؟
    - Buzdolabındaki, üzerine beyaz tarçın tozu serpilmiş olanı mı? Open Subtitles المغطاة من الأعلى بالقرفة التي كانت بالثلاجة ؟
    Bir şey olmadığına eminim ama aklına takıldıysa Buzlukta fazladan süt var. Open Subtitles أنا متأكدة بأنه جيد ولكن إن كنت قلق فيوجد حليب إضافي بالثلاجة
    Bu çocuğu dolaptaki her sebzeyle mastürbasyon yaparken yakaladıktan sonra - şimdi bu! Open Subtitles انتم لم تفهمون لطالما كنت امسك هذا الولد يسوي جاقول بكل الخضروات التي بالثلاجة والآن هذا
    Sonra gerçek bilgiyi Buzdolabının üzerine not olarak yapıştırırlar. Open Subtitles و ثم تركوا المعلومات الحقيقية مرمية في الجوار مثل ملحوظة ملتصقة بالثلاجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more