Diyet kola, sarımsaklı humus, ve yeni TV Rehberi, varsa tabi. | Open Subtitles | صودا الحمية وسلطة الحمص بالثوم ودليل التلفاز الجديد إن كان لديكِ |
Ben etsiz sarımsaklı ramen alacağım. | Open Subtitles | سأخذ معكرونة بالثوم . بدون لحم خنزير مشوي |
Çorbanız ve en sevdiğiniz sarımsaklı ekmek dilimleriniz yarım saate kadar hazır olur. | Open Subtitles | أعدُّ لك حساءك و أصابع الخبز بالثوم المفضَّلة لديك كل نصف ساعة |
Malasadas, sarımsak karides, yerel kahve, tıraş buz. | Open Subtitles | ،الكعك المحلى، الجمبري بالثوم قهوة محلية الزراعة، ثلج مبروش |
Aynen, sarmısaklı ekmekleri hesaba eklemeye başlayan İyalyan restoranı gibi. | Open Subtitles | كمثل المطعم الإيطالي الذي يحاسبنا على قيمة الخبز بالثوم |
Ve lütfen malikânenin kapı ve pencerelerinin sarımsakla sıvadığım tek objeler olmadığını da bilin. | Open Subtitles | واعلم أن أبواب وشبابيك القصر ليست الوحيدة التي دهنتها بالثوم |
Çorbanız ve en sevdiğiniz sarımsaklı ekmek dilimleriniz yarım saate kadar hazır olur. | Open Subtitles | أعدُّ لك حساءك و أصابع الخبز بالثوم المفضَّلة لديك كل نصف ساعة |
Bu Longo usulü makarna Longo usulü sotelenmiş biber, peynirli sarımsaklı ekmek. | Open Subtitles | هذا لنجوينى من لونجو فلفل مطبوخ من لونجو وخبز بالثوم والجبن |
sarımsaklı ekmeğine yer ayırdım ama. Ayrıca bebeklik kilolarımı verirken görmedin beni. | Open Subtitles | أنا صائم لتناول خبزك بالثوم كما أنك لم تريني منذ الصبا |
Belki ikiniz de yumurta ziyafetinde bana katılmak istersiniz. Hem de sarımsaklı. | Open Subtitles | ربّما ترغبان بالانضمام إليّ لتناول البيض، بالثوم. |
Ardından lazanya, biraz kızartma ve biraz da sarımsaklı ekmek alacağım. | Open Subtitles | ثمَّ لزانيا باللحم, وقليلاً من رقائق البطاطس وخبزاً بالثوم, لو سمحت. أنا آكل عن شخصان |
Yiyebildiğin kadar makarna, sarımsaklı ekmek... | Open Subtitles | جميعكم تستطيعوا تناول معكرونة الباستا والخبز بالثوم |
Şimdi yarım porsiyon sarımsaklı ekmeğinizi istiyor musunuz, istemiyor musunuz? | Open Subtitles | الان هل تريدي طلبك الخبز بالثوم ام لا؟ |
Dur ben tahmin edeyim. Zencefilli ve sarımsaklı ıstakoz. | Open Subtitles | دعيني اخمن سرطان الزنجبيل بالثوم |
Peynirli sarımsaklı ekmekten çok daha iyi bu. | Open Subtitles | إنه افضل بكثير من خبر جبني بالثوم |
Seni uyarıyorum. Akşam yemeğinde sarımsaklı ekmek yedim. | Open Subtitles | انا احذرك لقد اكلت خبز بالثوم اليوم |
- Makarnalık buğday mı? Tam olarak sarımsak ve zeytinyağıyla pişirilmiş makarna. | Open Subtitles | بالأصح سـباغيتي بالثوم وزيت الزيتون |
Bu akşamki yemek için sarımsak ve sinek. | Open Subtitles | "يرقات الفراش" بالثوم على العشاء الليلة ؟ |
Annen yemeklerde sarımsak kullanır mı? | Open Subtitles | هل امك تطبخ بالثوم ؟ |
Belki, sarmısaklı patates püresi servis eden kadının yerine kendi başımı fotoşop ile ekleyebilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني أن أعدل رأسي بالفوتوشوب و أضعه مكان رأس المرأه التي تعطيه البطاطس المهروس بالثوم |
- Bir defa adamın teki sarmısaklı ekmeği kustuğumda yatmak istemişti- | Open Subtitles | مرة حظيت برجل حاول مغازلتي بعد أن تقيأت خبزاً بالثوم |
Ve lütfen malikânenin kapı ve pencerelerinin sarımsakla sıvadığım tek objeler olmadığını da bilin. | Open Subtitles | و اعلم أن أبواب و شبابيك القصر ليست الوحيدة التي دهنتها بالثوم |