"بالجملة" - Translation from Arabic to Turkish

    • toptan
        
    • Toplu
        
    • toptancı
        
    Ben de öyle. İçecekleri toptan fiyatına satman gerektiğini düşünüyorum. Open Subtitles لذا صباحا انا فكر بأنك لبيعي مرطباتي في البيع بالجملة.
    Sen hiç toptan almak diye bir şey duymadın mı? Open Subtitles أيها الزنجي ، ألم تسمع من قبل بالشراء بالجملة ؟
    Peki, ben toptan satış fiyatlarını anlattıktan sonra sen teslimat garantisinden bahsedersin. Open Subtitles حسناً، سوف أنهي التثمين بالجملة ومن ثم تذهبين أنتِ إلى ضمان التسليم
    Karım beni toptan tuvalet kağıdı almak için mi bıraktı? Open Subtitles زوجتي مفقودة و أنت ذهبت لشراء محارم حمام بالجملة ؟
    Toplu katliamlar aynı anda olur, tıpkı postanedeki gibi. Open Subtitles القتل بالجملة يحصل في وقت واحد. مثل ما حصل في مكتب البريد.
    Ancak toptan yapmak ne kadar ucuz olsa da ilkinin tasarımı ve yapımının yaklaşık olarak 200 milyon dolar tutacağı ortaya çıktı. TED ولكن مهما كان صناعتها بالجملة رخيصاً تبيّن أنّ ذلك كان ليكلف قرابة 200 مليون دولار لتصميم وبناء السفينة الأولى.
    Hastaneler ve doktorlar da toptan alıyorlar. Open Subtitles المستشفيات و الأطباء يحصلون عليها بالجملة
    Fillet Of Soul restoran zinciri aracılığıyla dağıtım ve toptan satış. Open Subtitles يروج المخدرات ويبيعها بالجملة بواسطة سلسلة من الشركاء والمطاعم
    Gayrimenkul işlemleri yerine geçen yılki toptan balık fiyatlarını dökmeye başladı. Open Subtitles فطبع لى اسعار السمك بالجملة للسنة الماضية
    Sokaklardan biraz çekiliyoruz. toptan satışa giriyoruz. Open Subtitles سأوقف البيع بالتجزئة لبعض الوقت سأبقي على البيع بالجملة
    Peki, benim toptan çicek sattığım bir dükkanım var ve girişteki bilgisayarım ile depodakini birbirine bağlamak istiyorum. Open Subtitles حسنا، لدي شركة لبيع الزهور بالجملة و أريد أن أربط كمبيوتر في المدخل الأمامي مع كمبيوتر مخزن المجمدات
    Bu adamlar köşelerde satmanın yanı sıra bütün şehre toptan satış yapıyorlar. Open Subtitles بالإضافة لزواياهم هم يبيعون المخدّرات بالجملة أيضا
    Şehir dışına gönderim yapan, sadece toptan çalışan. Open Subtitles شخصا ما يبحر خارج المدينة, ويتعامل فقط بالجملة.
    O her şeyi toptan alışveriş yapan adam olmaktan kurtulmuşsun. Open Subtitles أنت ظهرت لي بمظهر رجل "كيس التسوق الخاص بالبيع بالجملة".
    İflas ilanları, nikâh duyuruları, yatak satışları, toptan fabrika satış mağazası, tampon reklamları, kullanılmış arabalar. Open Subtitles بيانات إفلاس، إعلانات حفلات زفاف بيع مراتب للفرش ومنفذ لمصنع بيع بالجملة إعلانات عن مخففات صدمة وسيارات مستعملة
    toptan gazete alımı ve ofis alanı kiralamak gibi geliştirici devlet operasyonlarından sorumlu olmaları gerekiyordu. Open Subtitles يُفترض أنّهم مسؤولين عن تطوير عمليات حكومية فعّالة مثل تأجير المكاتب وشراء الأوراق بالجملة الأمر ليس منطقياً
    Perakende ve toptan mücevher alım ve satımı." Open Subtitles نحن نشتري ونبيع المجوهرات بالجملة والتجزئة
    Bez parçası kloroform için kullandığı bez parçası toptan satılan bir temizlik bezi. Open Subtitles وقطعة الملابس التي استعملها للإغماء وقطعة الملابس التي استعملها كان خرقة عامل تشترى بالجملة
    Evet, tüm toptan satış maliyetini deniz aşırı ülkelerde yeniden piyasaya sunmayı garanti ederek bir dolardan 100 sent ödeyebilirim, böylece yurtiçi satışları daha ucuza yapmazsın, ve bunun için, inan bana, bu sadece %30 komisyon koyduğumuz içinde yüzmek Open Subtitles حسناً، أستطيع أن أدفع لك 100سنت على الدولار الكلفة بالجملة كاملة ضمان إعادة تسويق خارج البلاد
    Donanmadan eski bir arkadaşım bunları toptan satıyor. Open Subtitles لدي ضابط سابق في سلاح البحرية الذي يبيعها لي بالجملة
    Toplu halde bulunan yoğun, aşırı sıcak ve ses üstü atom parçacıkları. Open Subtitles محمص ، الأسرع من الصوت مجموعة من الذرات حطموا بالجملة تعرف كلها بالرياح الشمسية
    Takı satan bir toptancı. Open Subtitles : كبائع لمجوهرات الزينة البيع بالجملة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more