"بالجنة" - Translation from Arabic to Turkish

    • cennette
        
    • cennete
        
    • Cennet
        
    • cennetle
        
    • Cennetin
        
    • Cennetteki
        
    • cennetteydim
        
    • cennetindesiniz
        
    Eğer ölüm sırası bendeyse ve cennette ailemle olacaksam bunu kabul edebilirim. Open Subtitles إذا كان موعد رحيلي لأكون بالجنة مع عائلتي أنا على أتم الإستعداد
    Kız ona cennette güzel meleklerin eşlik ettiğini hayal ettikçe, oğlanı kıskanıyordu. Open Subtitles و قد تخيلته بالجنة مع كل الملائكة الخير و قد كانت غيورة من ذلك
    Kimi cennete cehenneme inanır. Kimi çocuk olarak döndüğümüzü söyler. Open Subtitles بعضهم يعتقد بالجنة والنار و البعض يعتقد اننا نعود اطفالا
    cennete inanların aklında, Cennetin neye benzediğine dair bir fikir vardır. TED هؤلاء الذين يؤمنون بالجنة لديهم تصور معين لما تكون عليه.
    Cennet ve cehenneme inanıyorum, her ikisinin, dünyada var olabileceğine de! Open Subtitles أنا أؤمن بالجنة و النار و أؤمن أن كلتيهما ممكن أن تتواجدا على الأرض
    Cevabını almak istediğiniz herhangi bir şey için direk cennetle konuşmak gibiydi. Open Subtitles لقد كانت وسيلة أتصال مباشرة بالجنة لكى تطلب الأجابة على أى شيء تريده
    cennette değil. Başka bir yerde olmalı. Open Subtitles هو ليس موجود بالجنة عليه أن يكون بمكان آخر
    Çünkü içimden bir ses senin Tanrı'nın seni cennette ziyaret etmeme itiraz edebileceğini söylüyor. Open Subtitles ولكن لدي إحساس أن إلهك لن يعترض على زيارتي لكَ بالجنة.
    Tanrı'nın cennette geçirdiğin 90 dakikayı anlatmanı istediğine dair bir işaret. Open Subtitles إشارة بأن الرب يريدك أن تتحدث عن الأمر عن الـ 90 دقيقة التى أمضيتها بالجنة
    Camille oğullarının cennette onları beklediğini söyledi çünkü sen öyle dedin. Open Subtitles أنّ ابنهم ينتظرهم هناك بالجنة لأنك أخبرتها بذلك
    Seni cennette büyük bir ödül bekliyor olacak. Open Subtitles ستكون هناك مباهج عظيمة بإنتظارك بالجنة
    O zaman cennette o kadar zevk alırım. Open Subtitles سيكون لدى كثير من الدرجات بالجنة
    Sürdürmeye çalıştığım bu hayat beni doğruca, sadece onların acı çığlıklarını duyacağım cennete götürecek. Open Subtitles الحياة التي أحاول أن أعيشها ستجعلني أنعم بالجنة فقط لأسمع صرخات عذابهم
    cennete inanmıyorsanız, cehennem fikrini nasıl kanıksıyorsunuz? Open Subtitles ولكن إن كنتم لا تؤمنون بالجنة فكيف تصوِّرون الجحيم؟
    Hristiyan ve müslümanlar "takva" sahipleri için cennete günahkarlar içinse cehenneme inanırlar. Open Subtitles يؤمن المسيحيون والمسلمون بالجنة للصائبين وبجهنم للخاطئين
    Gerçekten cennete inanmıyor musunuz? Open Subtitles ألآ تؤمن بالجنة تماماً؟ نحن لا نتحمل مسؤولية أحد سوى بعضنا البعض
    Ve öldüğümde bilmenizi isterim ki beni "Zenginlerin Cennet"inde gelip ziyaret edebilirsiniz. Open Subtitles وأريدكمتعرفوا،حين أموت.. أنتم مرحبون لتزوروني في بقعة الأغنياء بالجنة
    Burası çok güzel, Cennet gibi. Ama neden harita üzerinde değil mi? Open Subtitles المكان جميل جدا هنا ، انه أشبه بالجنة لكن لما ليس على الخريطة ؟
    Herkes Cennet ve Cehenneme inanmak zorunda değil,sanat bunu yansıtır. Open Subtitles ليس كل الناس مؤمنون بالجنة والنار. الفن يعكس ذلك إنه...
    Ben de onu rahatlatmak için cennetle ilgili bir hikâye uydurdum. Open Subtitles لذلك اخترعت قصة متعلقة بالجنة لأخفف عنه
    Arkadaşımızın naaşını toprağa emanet ediyoruz. Ruhunu Cennetteki Tanrımızın korumasına emanet ediyoruz. Open Subtitles هانحن نقدم للثرى جثمان صديقنا لنحميه ونطلب من ربنا أن يحفظ روحه فى بالجنة
    Uyandığımda cennetteydim. Open Subtitles وعندما إستيقظت كنت بالجنة
    Çünkü siz Elysium cennetindesiniz, zaten ölüsünüz! Open Subtitles لإنك سوف تكون بالجنة وإنك ميت بالفعل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more