"بالحاسوب" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilgisayar
        
    • Bilgisayarda
        
    • bilgisayarla
        
    • bilgisayarı
        
    • bilgisayara
        
    Ne yani, bilgisayar kurdu Collier da mı "ünlü" sayılıyor? Open Subtitles هل تقول أن مهووس بالحاسوب مثل كولير هو شخص مشهور؟
    Ve 300 çocuktan fazlası bilgisayar kullanıcısı oldu ve tüm bunları altı ay içinde tek bir bilgisayarla yaptılar. TED و أكثر من 300 طفل سيصبحوا عارفين بالحاسوب وسيقدروا على فعل كل هذه الأشياء في ستة شهور مع حاسوب واحد.
    Günümüzde, biliminsanları içeride çalışmayı tercih ediyorlar, bu yüzden bilgisayar simülasyonları yapıyorlar ve fiziksel modeller yapmıyorlar pek. TED في هذه اﻷيام يفضل العلماء العمل في الداخل فهم لا يبنون نماذج فيزيائية و لكن يصنعون محاكاة بالحاسوب
    Herkes o plastik Bilgisayarda tasarlanmış sentetik şeylerden istiyor. Open Subtitles الكل يريد الحاويات المعدنية و هذه الأشياء المصممة بالحاسوب أو مصنوعة من الزجاج المعزول
    Eğitimleri bittikten sonra, bilgisayarla yapacaklar bunları. TED فاليوم ما ان يخرج الطالب من المدرسة .. حتى يبدأ التعامل بالحاسوب ..فالواقع العملي يتطلب ذلك ..
    Ana bilgisayarı tamir edemezsem öyle olmayacak. Open Subtitles ليس إنْ لمْ يمكنني وصله بالحاسوب الرئيسي لسفينة الإنزال
    Eğer herhangi biri kan örneğini bilgisayara verip test etmek yerine bir kez olsun baksaydı parazitler üzerlerine atlayabilirdi. Open Subtitles إن نظر الإنسان بدمه بأي وقت طوال الطريق بدلاً من إجراء الفحوصات فقط بالحاسوب كان ليكتشف الطفيليات بكل سهولة
    Bu bir görsel değil, her zaman düşündüğümüz şeyin bir bilgisayar simülasyonu, kara deliğin çevresindeki olay ufku gibi. TED هذه ليست صورة، هذه محاكاة بالحاسوب لما كنا نتصور دائمًا على أنه أفق الحدث.
    hatta, bilgisayar manipülasyon çağında gerçeküstücülüğün sıradanlaştığına ikna oldum, kendisinin geçmiş versiyonunun bir gölgesi TED ولكني مقتنع ان هذا العصر هو عصر الرسم بالحاسوب والسوريالية لم تعد سوى .. ابتذال انها مجرد انعكاس لنفسها
    bilgisayar ile uğraştığı zaman yanına yaklaşmak imkansızdır. Open Subtitles هو مهووس بالحاسوب.. يعملفيشركةالآيبيإم ..
    Senin çizimlerinin bir bilgisayar simülasyonunu çalıştırdıktan sonra, tasarımı uygulamaya karar verdim. Open Subtitles عندما اقمت محاكاة بالحاسوب للتخطيطات،إعتقدت بأنّني أعرف التصميم
    D.C'deki Hoover binasına kadar eşlik et, bu sabah bilgisayar bağlantılarında çok hasar oluşmuş. Open Subtitles فقط خذه إلى مبنى المعلومات بالعاصمة لقد كان لديهم مشاكل بالحاسوب هذا الصباح
    "CT tarayıcıları ve bilgisayar görüntüleri kullanarak... Open Subtitles باستعمال المسح الضوئي و تكنولوجيا التصوير بالحاسوب , يمكننا على نحو حقيقي جدا
    Birimde bilgisayar dehası olmadığından emin olmak için Yedek Subay Hazırlık Eğitimin kayıtlarına bakmışsındır herhalde. Open Subtitles لذا أنا متأكد من أنك تفقدت سجلات فيالق تدريب الضباط لتتأكد انه لا يوجد بينهم عبقري بالحاسوب في الوحدة
    D. C'deki Hoover binasına kadar eşlik et, bu sabah bilgisayar bağlantılarında çok hasar oluşmuş. Open Subtitles فقط احضره خذه الى مبنى الدي سي لديهم مشاكل بالحاسوب هذا الصباح
    bilgisayar sende kalsın, lütfen. Senin olsun, sadece gitmeme izin ver. Open Subtitles فلتحتفظ بالحاسوب أرجوك إنه لك فقط دعني أذهب
    Bilgisayarda onu arıyordum ve tüm dosyaları silinmiş. Open Subtitles لقد بحث عنه بالحاسوب و لكن حَذفوا كُل ملفاته. ـ ربــاه.
    bilgisayar kullanıyorum. Her şeyi Bilgisayarda yaparım. Open Subtitles أكتب بواسطة الحاسوب اكتبها بالكامل بالحاسوب
    Bu bir fotoğraf, bilgisayar görselleştirmesi değil, ve çok ciddi emekten sonra elimizdeki kolon, daha önce Bilgisayarda tasarladığımıza, inanılmaz derece benziyordu. TED وهذه صورة الآن، وليست بتقديم، والعمود الذي انتهينا به هنا بعد الكثير من العمل، يبدو بشكل ملحوظ مثل الذي صممناه بالحاسوب.
    bilgisayarla uğraşan bir inek olduğunu söylediğini sanıyordum. Open Subtitles أعتقدت بأنك قلت بأنها كانت مجرد مهووسة بالحاسوب
    Diğer bir yandan, bir sürü zengin, bilgisayarı olan aile "Biliyor musunuz, benim oğlum, Çok yetenekli, çünkü Bilgisayarda harika şeyler yapabiliyor. TED و في نفس الوقت، كان هناك آباء كثيرين، أغنياء، يمتلكون حواسيب، و كانوا يقولون لي "هل تعلم، فإن ابني أظنه موهوب فهو يفعل اشياء رهيبة بالحاسوب.
    Kolay. bilgisayara kendimi bağlayacağım. Belleğimdeki boş yerleri ödünç alabilir. Open Subtitles هذا سهل، سأصل نفسي بالحاسوب و يمكنها اقتراض مساحتي الذاكرية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more