"بالحدوث" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmaya
        
    • olmasına
        
    • yaşanmasına
        
    • başıma geliyor
        
    • olaylar
        
    İşte her türlü güzel şey bu sınıfta olmaya başlıyor. TED وتبدأ جميع أنواع الأشياء الجميله بالحدوث في الفصل الدراسي الفعلي.
    Kaos ve kusurlar beni büyülüyordu ve bir şeyler olmaya başlamıştı. TED كانت العيوب والفوضى هي التي تسحرني، وبدأ شيء ما بالحدوث.
    Tam Güneş tutulması başlamadan yaklaşık on dakika önce, garip şeyler olmaya başladı. TED حسناً، قبل حوالي 10 دقائق من الكسوف الشمسي الكامل الذي كان مقرراً أن يبدأ، بدأت أمور غريبة بالحدوث.
    Hangi sıra dışı koşullarda bunun olmasına izin verirsiniz? Open Subtitles تحت أي ظرروف غير عادية تسمح لهذا بالحدوث ؟
    Hangi sıradışı koşullarda bunun olmasına izin verirsiniz? Open Subtitles تحت أي ظرروف غير عادية تسمح لهذا بالحدوث ؟
    Bu saldırının yaşanmasına onun liderliği izin verdi! Open Subtitles قيادته سمحت لهذا الهجوم بالحدوث
    Neden tüm bu çılgın şeyler benim başıma geliyor? Open Subtitles لمَ الأمور الغريبة تستمر بالحدوث لي؟
    Bizde de aynı şeyin olmaya başladığına dair kuşkumuzu atamıyoruz. TED و نحن لا يمكننا تجنب الشك انه في حالتنا قد بدأت بالحدوث
    Beş yıl içinde, bu olağanüstü şey olmaya başladı. TED و خلال السنوات الخمسة، بدأ هذا الشيء الرائع بالحدوث
    Onunla tanıştığım günden beri şans bana güldü. Hep iyi şeyler olmaya başladı. Open Subtitles لقد كانت فأل طيب لي منذ أن التقيتها الأمور الجيدة بدأت بالحدوث
    Sana da olmaya başlamadan üzerinde konuşmanın bir manası yok. Open Subtitles قبل أن يبدء بالحدوث اليك , لا يوجد فائدة من مناقشته
    Bu işler olmaya başladığında hala datayı topluyordum. Open Subtitles كنت لا أزال أجمع المعلومات عندما بدا هذا بالحدوث هل أجريت أى أختبارات على الطعام و الهواء و الماء ؟
    Ah, hayır, sadece bilirsin, bir şeyler olmaya başlar ve bir yoldan gidersin ve düşünürsün ki kısa bir süreliktir. Open Subtitles لأن الأمور تبدأ بالحدوث تقومين بعمل معين وتظنين بأنك ستفعلينه لفترة قصيرة
    Geçen bir kaç haftadır bu şeyler tekrar olmaya başladı. Open Subtitles و في الأسابيع الماضية. لقد بدأت الأشياء بالحدوث مجدداً
    Ayrıca Tanrı böyle bir şeyin olmasına asla izin vermez. Open Subtitles وان الله .. لن يسمح لشيئا مثل هذا بالحدوث
    Bunun olmasına izin vererek, görevini gerçekten yerine getirdiğine inanıyor musun? Open Subtitles هل حقا تنجز وظيفتك الحقيقية بالسماح لهذا بالحدوث
    Belki sana bunların olmasına izin verirken o da senin kadar korkmuştu. Open Subtitles ،ربما كانت خائفة بقدر ما كنت خائف على انها سمحت لكل هذا بالحدوث
    Bunun olmasına ben izin verdim. Open Subtitles سأتحمّل بعض المسؤولية فقد سمحتُ لذلكَ بالحدوث
    Bunun tekrar yaşanmasına izin veremem. Open Subtitles لا أستطيع السماح لهذا بالحدوث مجددا
    Bunun tekrar yaşanmasına izin veremem. Open Subtitles لا أستطيع السماح لهذا بالحدوث مجددا
    Neden bunlar benim başıma geliyor. Open Subtitles لمَ يستمرّ هذا بالحدوث لي؟
    Ama sen geldikten sonra olaylar ardı ardına geldi. Open Subtitles لكن بعد وصلك، بدأت الأمور بالحدوث واحدة تلو الآخرى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more