"بالحضور" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelmeye
        
    • gelip
        
    • gelmek
        
    • gelmeyin
        
    • katılmaya
        
    Farklı gruplardan birçok insanın atölyemize gelmeye başladıklarını fark ettim. TED لاحظت الكثير من الناس من خلفيات متنوعة جداً بدأت بالحضور لورش عملنا.
    Bir sonraki sefer geç kalırsan asla buraya gelmeye bile cüret etme. Open Subtitles المره القادمه التى تتأخر فيها لا تزعج نفسك بالحضور
    Benimle, herkes gittikten sonra, Doğal Tarih Müzesi'ne gelip... Open Subtitles هل سيرغب بالحضور معي لمتحف التاريخ الطبيعي
    gelip sizi görmek ve çok üzgün olduğumu söylemek istedim. Open Subtitles لقد رغبت بالحضور ومقابلتك لأقول لك كم أنا متأسفة
    Bilmiyorum. Hiç kimsenin, buraya gelmek için acelesi olmadı şimdiye kadar. Open Subtitles لا أعلم لم يوجد من يسرع بالحضور إلي هنا من قبل
    Buraya gelmek için izni olduğunu söylediler, ama gene bir şey yaptı herhâlde. Open Subtitles قالوا إنه سُمح له بالحضور لكن لا شك أنهم أفسدوا الأمر بطريقة ما
    Bayan Phillips, dersime gelmeye devam etmek niyetindeyseniz, layık olduğunuz gibi önde oturun, yoksa zahmet edip de gelmeyin. Open Subtitles آنسة (فيليبس)، إذا كنتِ تخططين على مواصلة القدوم إلى صفي، فعليكِ الجلوس بالمقدمة حيث تنتمين إليه وإلا تزعجي نفسكِ بالحضور.
    Bayan Phillips, dersime gelmeye devam etmek niyetindeyseniz, layik oldugunuz gibi önde oturun, yoksa zahmet edip de gelmeyin. Open Subtitles آنسة (فيليبس)، إذا كنتِ تخططين على مواصلة القدوم إلى صفي، فعليكِ الجلوس بالمقدمة حيث تنتمين إليه وإلا تزعجي نفسكِ بالحضور.
    Uh,dinle,Jenny ve ben Süpriz partilere katılmaya bayılırız. Open Subtitles إسمع ، جيني وأنا سنسعد بالحضور للحفل المفاجيء
    Evet gelmeye çok zor ikna ettiklerine eminim. Open Subtitles نعم , بالتأكيد من الصعب إقناعك بالحضور إلى هنا
    Bittiğinde, lisenin müdürü bu odada oluşan diyalog dairelerinin okuldaki kavgalardan ve toplumdaki silahlı şiddet olaylarından sonra insanları bir araya getirmek için çok güçlendirici olduğunu söyledi. Öğrenciler ve öğretmenler burayı sadece bir sığınak olarak gördükleri için gelmeye başladılar. TED وبعد أن انتهينا، قال المدير بأن الحلقات التي كانت تقام في هذا المكان كانت أكثر قدرة على جمع المجتمع سوياً بعد الشجارات في المدرسة، وعنف الأسلحة في المجتمع، بدأ الطلاب والمعلمين بالحضور إلى هنا لأنهم رأوها مساحة يستطيعون اللجوء إليها.
    Buraya topluca gelmeye başlamalıyız. Open Subtitles علينا ان نبدأ بالحضور هنا معاً
    Kimseye söylemeyelim yoksa herkes buraya gelmeye başlar. Open Subtitles لنبقه سرا ، او سيبدأ الجميع بالحضور الى هنا .
    Seo Joon neden buraya gelip duruyor? Open Subtitles لماذا سيو جون تستمر بالحضور الى بيت مو كيول ؟
    Cenazemize gelip bir-iki göz yaşı dökerlerdi. Open Subtitles سوف يقومون بالحضور للجنازة، يذرفون القليل من الدموع
    Majesteleri, Lord Hertford huzurunuza gelmek isterler. Open Subtitles صاحب الجلالة اللورد هيرتفورد يرغب بالحضور
    Geldiğiniz için teşekkür ederim. gelmek zorunda olmadığınızı biliyorum. Open Subtitles شكراً لحضوركم ، أعلمكم أنكم لم تكونوا ملزمين بالحضور.
    Bayan Phillips, dersime gelmeye devam etmek niyetindeyseniz, layık olduğunuz gibi önde oturun, yoksa zahmet edip de gelmeyin. Open Subtitles آنسة (فيليبس)، إذا كنتِ تخططين ،على مواصلة القدوم إلى صفي فعليكِ الجلوس بالمقدمة حيث تنتمين ‎.إليه وإلا تزعجي نفسكِ بالحضور
    Bayan Phillips, dersime gelmeye devam etmek niyetindeyseniz, layık olduğunuz gibi önde oturun, yoksa zahmet edip de gelmeyin. Open Subtitles آنسة (فيليبس)، إذا كنتِ تخططين على مواصلة القدوم إلى صفي، فعليكِ الجلوس بالمقدمة حيث تنتمين إليه وإلا تزعجي نفسكِ بالحضور.
    Lord Antony'i katılmaya ikna etmek için elimden geleni yapacağım. Open Subtitles -سابذل قصارى جهدى لاقناع القائد انتونى بالحضور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more