Hizmetçi yarın geliyor. çantaları ben hallederim. | Open Subtitles | ستجيء الخادمة غدا، سأعتني أنا بالحقائب |
Eğer sırtlarında taşıdıkları bir şey varsa çantaları var ancak kamyonları yoksa hemen hemen kesinlikle mülteci olduklarına emin olabilirdiniz. | Open Subtitles | كان يمكنك أن تتيقن لو رأيت أحدهم يحمل شيئاً على ظهره أو يجر عربة محملة بالحقائب لكن ما كان أحد منهم يحمل تلك الصفات جميعهم تقريباً كانوا من اللاجئين |
Chris, annenin çantaları taşımasına yardım et. | Open Subtitles | كريس، ساعد والدتكَ بالحقائب. |
Neden ayakkabılarımı çantalarla değiştirip beni deliye döndürmüyorsun? | Open Subtitles | لما لا تستبدلي احذيتي بالحقائب وتحوليني الى معتوه ؟ |
çantalarla ne yapıyordu sence? | Open Subtitles | ماذا تعتقدين أنه كان يفعل بالحقائب ؟ |
Hayır, hayır. Sadece çantalarla ilgilen. | Open Subtitles | لا ، لا إعتنى بالحقائب |
Bırakın artık çantaları. | Open Subtitles | يكفي عبث بالحقائب |
çantaları aşağı atın. | Open Subtitles | ألقوا بالحقائب ! |
çantaları aşağı atın. | Open Subtitles | ألقوا بالحقائب ! |
çantaları çabuk taşıyın. | Open Subtitles | إسرع بالحقائب. |
çantalarla çıktılar. | Open Subtitles | رأيتهم يخرجون بالحقائب |
Bu yüzden Jane ve Carmen için o çantalarla beraber hazırdın. | Open Subtitles | ممّا يفسّر جاهزيّتيك بالحقائب (لـ(جاين) و (كارمن |