"بالحقيبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • Çantada
        
    • Çantayı
        
    • Çantanın
        
    • çanta
        
    • çantayla
        
    • valizin
        
    • çantaya
        
    • Poşette
        
    • Bavula
        
    • çantasında
        
    • çantanın içinde
        
    • Çantanda
        
    • Çuvaldaki
        
    • O çantada
        
    Biri Çantada olacak. Diğeri de üstünüzde. Open Subtitles الاول سيكون بالحقيبة والثانى سيكون بداخلك
    Eğer Çantada para yoksa teknik olarak bu bir satın alma olmaz ve dava açılamaz. Open Subtitles ،إن لم يكن هناك مال بالحقيبة ،من ثمّ تقنياً ليس هناك صفقة وليس لدينا قضيّة
    - Biz uçağa binmeyeceğiz. Lanet olası Çantayı tut. Open Subtitles أمسك بالحقيبة، لن نستقل الطائرة أمسك بالحقيبة اللعينة
    Yatağın altından aldığım Çantanın içinde hâlâ. Open Subtitles لديكِ المال؟ لا يزال بالحقيبة القطنيّة التي حصلتُ عليها من تحت الفراش.
    O soğuk alır durumda Tamam, bak, mavi patik çanta vardır. Open Subtitles حسناً ، إنظر إذاً ، هناك الحذاء الأزرق بالحقيبة في حال شعر بالبرودة
    Yemin ederim ki bu çantayla geldi ve Çantayı hemen ondan aldım. Open Subtitles أقسم لك بحياتي خرجت بالحقيبة اللعينة ، و أنا أخذتها منها
    Bu küçük vericiyi valizin içine koyacağız. Open Subtitles سنضع جهاز الإرسال الصغير بالحقيبة
    Önemli değil Dave, Her şeyi çantaya atın gidiyoruz. Adam haklı. Acele edin. Open Subtitles ضعوا كل شيء بالحقيبة لنذهب هذا صحيح , لنفعل هذا , هيا
    Biliyorum, benim ipod'um Çantada. Open Subtitles أعلم، أعلم. لكن الآيبود خاصتي موجود بالحقيبة
    Bir süre sonra Çantada ne olduğunu sorar. Open Subtitles وبعد فترة يسأله ماذا يوجد بالحقيبة والرجل صاحب الحقيبة يقول
    Kartları lanet çantaya koydum. Çantada kaldılar. Open Subtitles وضعت البطاقة بتلك الحقيبة اللعينة أنها بالحقيبة
    Lanet olası Çantada sadece tek bir yedek kıyafet vardı. Open Subtitles كان هناك ملابس للغيار فقط بالحقيبة
    - Uçmak yok. - Şu lanet Çantayı al. Uçmak yok. Open Subtitles أمسك بالحقيبة،لن نستقل الطائرة أمسك بالحقيبة اللعينة
    Çocuklardan birini bir Çantanın içinde evine yollamayı isterse buna engel olacak hiçbir şey yapamayız. Open Subtitles إذا كان يريد إرسال أحد الأولاد بالحقيبة إلى منزله لن نستطيع منعه من ذلك
    Ama Çantanın içinde ne olduğunu bilmediğine inanırlar mı, bilmiyorum. Open Subtitles لكن، لا أعرف كيف سنقنعهم بأنك لاتعلم بأن سلاح الجريمة كان بالحقيبة.
    Sen ne yaptın? Arkada oturup çanta tutarak maçoluğun canına okudun... Open Subtitles وانت تجلس في الخلف ممسكا بالحقيبة لقد دمرت الماشو
    Dükkana bir çantayla geldi; fotoğrafını çektiğimi sanıyordum. Open Subtitles واصطدم بشخص عابر ودفعه لواجهة محل وعندما وصلت هناك عندما كانت الجثة بالحقيبة
    Ben, valizin içindeki kadın hala nefes alıyor Open Subtitles إنها موثرة بشكل ملحوظ (بين), المرأة التي بالحقيبة لا زالت على قيد الحياة
    Onları çantaya koyup eve getir lütfen. Üzerlerine yağmur yağmasın. Open Subtitles لنضعهم بالحقيبة وندخلها إلى المنزل لألا يكسوها المطر.
    Poşette olması lazım. Open Subtitles يفترض أن تكون بالحقيبة
    O odunlar Bavula nasıl girmiş? Open Subtitles ما لا استطيع تصوره هو كيف تواجد الحطب بالحقيبة
    "... Polis, kadının çantasında Belçika yapımı bir tabanca buldu..." Open Subtitles بالحقيبة النسائية الصغيرة وجدت الشرطة مسدسا بلجيكيا
    - Çantanda ne var kaltak? Open Subtitles ماللذي بالحقيبة ايّتها العهرة؟
    Çuvaldaki adam. Sanırım yaşıyor. Open Subtitles الرجل الذي بالحقيبة يا سيدي، أعتقد أنه حيّ.
    O Çantada ne olduğunu bilmemiz gerek. Open Subtitles نريد أن نعرف بالضبط ما يوجد بالحقيبة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more