"بالحكمة" - Translation from Arabic to Turkish

• bilge
• bilgili
• bilgelik
• nasibini almadığını

Körler Khayam'ın bilge ve irfan sahibi olduğunu düşünür.
يعتبر المكفوفون أن الخيام يتمتع بالحكمة والذكاء

Yaslı hissediyorum, ama bilge degilim.
أشعر بالوهن ولكن ليس بالحكمة

O çok yetenekli, bilgili ve cesur bir adam, Abe.
هل رجل من قدرة كبيرة، بالحكمة والشجاعة، وآبي.

Kleopatra'ya öyle yakın, öyle güven duyulan, öyle bilgili.
-يمتلى بالحكمة ,وقريب من كليوباترا و موضع ثقتها

Her toplantının veya tuvalette geçirdiğin her anın derin ve bilgelik dolu olduğunu sanıyorsun ama beni kovman hataydı.
تظن أنه كل مرة تقوم فيها باجتماع أو تتبرز يكون الأمر عميقاً ومليئاً بالحكمة لكنك ارتكبت خطأ بتركي أذهب

Burada geçirdiğin her an değerli ve bilgelik doluydu.
وقتك هنا أثمر جيداً وجعلنا نتمتع بالحكمة

Derin saygı duyduğum babam... hükümetin ne akıl, ne de insanlıktan nasibini almadığını söylüyor.
قال ان الحكومة لا تهتم بالحكمة أو الأنسانية

Bak Elena. Her ne kadar bilge biri olduğumu düşünmek hoşuma gitse de..
انظري يا (إيلينا)، برغم أنّي أؤثر الظنّ بأنّي نضّاح بالحكمة

Nefret ettiğin program iptal edildiğinde ağlamıştın. Aptalca davranmak beni bilgili hissettirdi.
بكيت عندما ألغوا البرنامج الذي تكرهه - الإستهزاء به جعلني أشعر بالحكمة -

Şık şapkalarınız, bilgelik dolu gözleriniz.
بقبعاتِكم المُبهرجة و عيونكم المليئة بالحكمة

Olağanüstü muhakeme, bilgelik ve cesarete sahip biri gerekiyordu.
"وأن ذلك سيتطلب رجل حكيم استثنائي". "يمتاز بالحكمة والقوة".

Antik kültürler birçok bilgelik barındırır.
الثقافات القديمة زاخرةٌ بالحكمة.