heyecanlı bir akşam olacak. | Open Subtitles | حسنا أؤكد لكم سيطون هذا المكان متقدا بالحماسة الليلة |
Dışarıda uyuyacağım için heyecanlı olacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | تعرف لم أظن أبدا أني سأشعر بالحماسة للنوم في الشارع |
Çok heyecanlı bir günde geldin. | Open Subtitles | .ها أنتم هنا في يوم ملئ بالحماسة |
Bu konuda olacaklardan çok heyecanlıyım. Telefonları kaldırıp bunun yerine teknolojiyi ağaçlara entegre ettiğinizde çocuklar, bir asa tarafından kontrol edilen sihirli bir ormanı görme olanağına sahip oluyor. dijital perilerle konuşup, soru sorabilecekleri ve karşılığında soru sorulabilecekleri bir sistem. | TED | ويساورني شعور بالحماسة عما يمكن أن يحدث عندما تقطع أوصال الهواتف وتحشر القطع الصغيرة داخل الأشجار، وقد يحظى أولادي بفرصة لزيارة الغابة المسحورة التي تهديهم العصا السحرية، حيث يكون بمقدورهم مخاطبة الحوريات الرقمية وطرح الأسئلة عليهن، وكذلك تلقي الأسئلة بدورهم، |
Nona Hendrix'le tanışacağım için heyecanlıyım. | Open Subtitles | لا أخفيك شعوري بالحماسة لملاقات " نونا هيندريكس " |
Bu kampanya konusunda çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | ونشعر بالحماسة حيال هذه الحملة. |
Seni patateslerle gördüğümde lahana ve eriştelerle yapabileceklerin konusunda heyecanlandım. | Open Subtitles | عندما أشاهد ما تفعليه في البطاطس أشعر بالحماسة عندما أفكر فيما يمكن أن تصنعيه بالكرنب والنودلز |
Annesinin geri dönüşü konusunda çok heyecanlı. | Open Subtitles | -إنها فى مزاج جيد . -تشعر بالحماسة لأن والدتها ستعود إلى المنزل . |
Biraz heyecanlıyım. | Open Subtitles | وأنا أشعر بالحماسة |
Sağ ol. Çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | شكرا لك، أشعر بالحماسة |
Vay canına! Çok heyecanlıyız, değil mi? | Open Subtitles | نشعر بالحماسة حيال هذا! |
Vay canına! Çok heyecanlıyız, değil mi? | Open Subtitles | نشعر بالحماسة حيال هذا! |
Çok heyecanlandım. | Open Subtitles | أشعر بالحماسة العارمة |
Aşırı heyecanlandım. | Open Subtitles | -إني فقط أشعر بالحماسة. |