"بالحياه" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşamak
        
    • Hayattaki
        
    • yaşam
        
    • yaşamaya
        
    • hayatı
        
    • enerjik
        
    • Hayatın
        
    O zaman yaşamak için bir sebebe ihtiyacın var. Ve sanırım bende bir tane var. Open Subtitles انت تحتاج سبب حتى تتمسك بالحياه و انا اعتقد ان هذا السبب عندى
    yaşamak için bunu haketmeli. Saklı bir şekilde yaşama. Open Subtitles ليتمتع المرء بالحياه يجب أن يعيشها هانئاً، و ليس في ظلّ ألم عظام و عضلات دائم.
    Hayattaki şeyler zaman geçtikçe iyiye gitmez, tamam mı? Ya hep aynı kalır, ya da daha kötüye gider. Open Subtitles لأن ثمّة أمورٍ بالحياه ليس لها من تحسّن، فإمّا أن تبقى على حالها، أو تسوء كثيراً.
    Eh, Hayattaki birçok şey öyle. Ayık gezmek bunaltıcı. Open Subtitles حسناً , أغلب ما بالحياه كذلك الواقعية الكئيبة.
    Bu ev bir zamanlar yaşam doluydu. Open Subtitles هذا المنزل كان في يوم من الأيام ملىء بالعديد من الأشياء ملىء بالحياه
    Aşkın ne olduğunu öğrenene kadar yaşamaya devam edeceğim. Open Subtitles سوف استمر بالحياه حتى اتعلم منها الحب الحقيقي
    İstediğim hayatı alabilmek için hayatımı riske atacağım. Open Subtitles حسنا , سأخاطر بالحياه التي لدي لأصل للحياه التي أريدها
    Hâlâ genç ve enerjik olmana rağmen insanlar seni ihtiyar bir kadın olarak görme konusunda diretir. Open Subtitles أنتى لازلتي صغيره و نابضه بالحياه لكن الناس تصر أن تنظر لكي كمرأه أكبر سنا
    Biz ekmek parası için çalışırken sen Hayatın tadını çıkarıyorsun. Open Subtitles تستمتع بالحياه , بينما نحن نعمل كالحمقى من اجل القليل من المال
    Hızlı yaşamak mı yoksa hızlı ölmek mi? Open Subtitles انشغل بالحياه أو انشغل بالموت
    "Hızlı yaşamak veya hızlı ölmek." Open Subtitles أنشغل بالحياه أو انشغل بالموت
    Onlar olmadan yaşamak istemiyorum. Open Subtitles لا أرغب بالحياه دونهم.
    Ama bu kadar hafif bir şeyi taşımak bile sonradan yoruyor. Hayattaki her şey böyle sanırım. Open Subtitles حتى الامساك بشيء خفيف للحظات يجعله ثقيل كل شي بالحياه يبدو كذلك
    Koçumuz Hayattaki tek hayalinin güreşmek olduğunu söyledi. Open Subtitles المدرب يخبرني ان حلمه الوحيد بالحياه هو المصارعه
    Hayattaki hiçbir şey bu kadar kesin olmamalı. Open Subtitles لا شيء بالحياه يكون دقيق جداً
    yaşam koçumun söylediklerine inanamam George. Open Subtitles لااستطيع ان اصدق ان مدربي بالحياه كان صادق بشأننا لااستطيع
    Anlaşılan, yeni bir yaşam şansı seni hayâl dünyasına götürmüş. Open Subtitles من الواضح أن فرصك الجديده بالحياه قد هبطت الى ارض الأحلام
    Aşkın ne olduğunu öğrenene kadar yaşamaya devam edeceğim. Open Subtitles سوف استمر بالحياه حتى اتعلم منها الحب الحقيقي
    Onların yaşamaya olan arzularını daha fazla ölüm için kullanıyor. Open Subtitles يستخدم رغبتهم بالحياه ، لجلب المزيد من الموتى.
    Bugüne dek imtiyazlı bir hayatı oldu. Open Subtitles حتى الان يستمتع الشاب بالحياه الكسوله
    İyi haber şu ki, içi hâlâ doğru kadına verilecek aşkla dolu enerjik bir adamım. Open Subtitles الخبر السار هو بأنني لا زلت رجل ينبض بالحياه مع حب كبير ليعطى للمرأه المعنيه
    Yeniden Hayatın olabilir. Çocukların da. Open Subtitles ولازلت تستطيعين الستمتاع بالحياه وإنجاب الأطفال

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more