"بالدخان" - Translation from Arabic to Turkish

    • duman
        
    • Dumanlı
        
    • dumana
        
    • Dumanla
        
    İki saniye içinde duman odaya doldu TED و امتلأت الغرفة بالدخان في حوالي ثانيتين.
    Kenarları, Forcelli'yi, siyah mahkemeleri duman içinde, yazın nefes alınmayan yerleri? Open Subtitles في فيرجين ، في فورتشلَّا في تريبونالي وفي بالُّونيتُّو؟ سوداء وممتلأة بالدخان في الصيف ، بالكاد تستطيع التنفس
    Tepesi duman rengi olmuştu çünkü yatağımda mum ışığında okurdum. Open Subtitles السقف كان مغطى بالدخان لأنني كنت أستخدم الشموع
    Şimdi aklınızdaki tüm şeyler ile, bayanlar ve baylar, sizleri bir yolculuğa çıkarmak istiyorum Dünya'nın tamamen ayrı bir parçasına Dumanlı bir şehrin caz barında Sydney Opera Binasına dönüşüyorum. TED وبأخذ كل هذا بعين الاعتبار، سيداتي سادتي، أود أن آخذكم في رحلة لجزء منفصل تماما من الأرض وأنا أحول دار أوبرا سيدني إلى حانة جاز مفعمة بالدخان في وسط المدينة.
    Çünkü orası kadar Dumanlı ve gürültülü ki... dışarı çıkıp, hava almak zorunda kaldım. Open Subtitles لأن الماء مليء بالدخان والضجة هناك وكان علي تنشق بعض الهواء
    Bu yaratığı bulmak zordur, o yüzden onu dumana boğacağım. Open Subtitles الخدعة تكمن في ايجاد هذا المخلوق لذا سنقوم بإخراجه بالدخان
    annemin yeni mutfağının duvarlarında şeritler vardı; içerisi siyah Dumanla doldu. TED وقد إمتلأ مطبخ والدتي بالكدمات وكان الهواء مشبعا بالدخان الاسود
    Amerikaya baktığımızda, şehirlerin duman ve alevlerle sarılı olduğunu görürüz... Open Subtitles حين ننظر إلى أمريكا، نرى مُدُناً مغلفةً بالدخان واللهب
    En kötü ihtimalle burası biraz duman altı olur. Open Subtitles أسوأ شيء قد يحدث أن المكان سيصبح مليء بالدخان هنا
    Tuvalet duman dolu ve kapı kilitli. Open Subtitles المطعم مليئ بالدخان وشخص ما محبوس بالداخل
    - Kara duman kötülükten çıkıyor değil mi? Open Subtitles ‫الشر وحده مملؤ بالدخان ‫أليس كذلك يا راندي؟
    Komfor, sadelik gibi. Sana sadece bir ton duman ve sırt ağrısı verir. Open Subtitles مثل الراحة والنقاء, فهم بالضبط كالذي يطلق الصاروخ ليستمتع بالدخان وليس الإنفجار
    Beni görüşü sıfır olan duman dolu bir odada bıraktı. Open Subtitles لقد تركني في غرفة مليئة بالدخان مُنعدمة الرؤية.
    duman içeren akıllı bir tekniği kullanarak dikkati dağıtmak suretiyle, beş boyutlu değişkenlerin tamamı ve sığırların güçlü anırmasıyla. Open Subtitles كيف فعلتها ؟ بتحويل الإنتباه مُستعملا حيلة ذكية بالدخان و تغيير خمس أبعاد و نهيق ماشية صاخب
    Başka bir şey ile biz bu yeri duman kullanabilirsiniz düşünüyorum. Open Subtitles مع أيُّ شئٍ آخر تظنُ أنَّه سيساعدنا في ملئ هذا المكان بالدخان
    duman sobadan içeri basıyor, bizi Dumanla boğacak. Open Subtitles أعني، الموقد، يتصاعد منه الدخان إنه ينوي إجبارنا على الخروج بالدخان
    ♪ Nereye gittiği bilinmeyen ♪ Dumanlı odada bir şarkıcı Open Subtitles * ذاهب إلى أي مكان * * مغني في غرفة مليئة بالدخان *
    Bu şu anlama gelmez: Bir grup şirket temsilcisi Dumanlı bir NSA odasında oturuyorlar etrafa dolaşıyorlar ve tüm bu işler için arka planda gizli anlaşmalar yapıyor. TED هذا لايعني أن هنالك مجموعة من ممثلي الشركة يجلسون في غرفة مليئة بالدخان مع الNSA يتصادقون ويعقدون صفقات جانبية عن طريقة تبادل المعلومات.
    Kirli ve Dumanlı. Open Subtitles ومتربة ومتسخة ومليئة بالدخان
    kapıyı kapadı. oda dumana boğulmuştu. TED و أغلق الباب، و امتلأت الغرفة عن آخرها بالدخان.
    Onu yenmenin tek yolu gerçek anlamıyla dumana boğmak. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للتغلب عليه هي حصره بالدخان
    Benim odam Dumanla dolmuştu. Pencereyi bulamıyordum. Open Subtitles غرفتي ملأت بالدخان لم أستطع إيجاد النافذة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more