Davetiyeleri, Bütün pis işleri halleder | Open Subtitles | يمكنها ان تقوم بالدعوات وبكل هذه الاعمال المخيفه المعقده |
Tamam. Ben gidip Davetiyeleri hazırlayayım. | Open Subtitles | حسناً يجب ان أذهب لأقوم بالدعوات |
Davetiyeleri o gönderdi. | Open Subtitles | زوجي جيم، هو من إهتم بالدعوات. |
Eğer birileri, davetiye için bu kadar çaba harcamışsa, asıl parti mükemmel olur demiştim. | Open Subtitles | لو شخص أتعب نفسه بالدعوات فلا بد أن الحفلة بنفسها ستكون جنونية |
Davetler, onun çok zamanını alıyordu ve ben de onu davetiye yağmuruna tutmaya gerek duymadım. | Open Subtitles | كان مشغولا بالعديد من الأتصالات له, ...ولم أرى داعيا لأن أمطره بالدعوات |
Kutlamaya herkes geliyor seni de bir davetiyeyle çağıracağım, saçlarına izin ver ve eğlen benimle | Open Subtitles | سأملي الجميع بالدعوات دع شعرك يتأرجح و احتفل معي |
Rus Miras Müzesi davetiye konusunda epey katı çıktı. | Open Subtitles | "متحف التراث الروسي" ،الدخول بالدعوات فقط، و هم يصرون على هذا |
Parayı bayılan adi zenginlere özel, sadece davetiyeyle girilen bir parti. | Open Subtitles | سرية ، والدخول بالدعوات فقط تلبية إحتياجات للأغنياء الحمقى الذين يُحبون دفع ثمن مُقابل تلك الأمور |