Pazartesi sabahı, garaja dönüş zamanı idi, gözümüzün önünde yağ vardı. | Open Subtitles | ثم صباح الإثنين هناك كنت، ارجع في تلك الحفرة بالدهن في مقل عيوني |
Kalın yağ tabakası ve yalıtımlı kürk vücut ısılarını korur. | Open Subtitles | حرارة جسمهم محفوظة بالدهن السميك والفراء العازل المكون من الشعرالمجوّف النصف شفاف. |
Bu aynı buzdolabının arkasında... yağ ile yazılıydı. | Open Subtitles | هذه كانت خلف نفس الثلاجه مكتوبه بالدهن |
Kendini yağla ve hemen oraya çık, seni seni boş boğazlı tembel. | Open Subtitles | .. ادهن جسمك بالدهن وادخل ، ايها الثرثار المتخاذل عن العمل |
Başımı yağla kutsarsın. | Open Subtitles | مسحت بالدهن رأسي |
"Başımı yağla mesh edersin; kâsem taşkındır. | Open Subtitles | "مسحتَ بالدهن رأسي، كأسي ريًّا" |
Bu aynı buzdolabının arkasında yağ ile yazılıydı. | Open Subtitles | هذه كانت خلف نفس الثلاجه مكتوبه بالدهن |
yağ dolu kitle. | Open Subtitles | كيس مليء بالدهن |
Başıma yağ sürersin... kasem taşıyor... | Open Subtitles | مسحت بالدهن رأسي وأمتلا كأسي |
Başıma yağ sürersin kâsem taşıyor. | Open Subtitles | مسحت بالدهن رأسي كأسي ريا |
Üstüme yağ damladı. | Open Subtitles | تلطخ قميصي بالدهن |
Başıma yağ sürersin. Kâsem taşıyor. | Open Subtitles | "مسحت بالدهن رأسي، كأسي ريّا" |
Başımı yağ ile yağla." | Open Subtitles | " مسحت بالدهن رأسي " |
Başıma yağ sürersin. Kâsem taşıyor. | Open Subtitles | مسحت بالدهن رأسي" "كأسي ريّا |
Bu yağ içinde. | Open Subtitles | هذا ملئ بالدهن |
- yağla kaplanmış. | Open Subtitles | - أنهم مغطّون بالدهن. |