"بالدهون" - Translation from Arabic to Turkish

    • yağlı
        
    • yağ
        
    • Şişman
        
    • yere damlıyor
        
    • şişko
        
    Bu yağlı küçük sandviçi neden bu kadar sevdiklerini merak edebilirsiniz. Open Subtitles قد تتسائل، لماذا يعشقون هذه الشطيرة الصغيرة المليئة بالدهون لهاته الدرجة؟
    yağlı ellerinle lense dokundun. Şimdi göremiyorum. Open Subtitles يدك متسخه بالدهون وانت تتضعها على العدسه لن اسنطيع الرؤيه
    yağlı ellerin var, onları merceğe sürdün. Artık göremiyorum. Open Subtitles يدك متسخه بالدهون وانت تتضعها على العدسه لن اسنطيع الرؤيه
    Öncesinde, bu bir tonluk yavru, annesinin yağ varsıllı sütünden 1650 litre içerek şimdiki ağırlığının iki katına çıkmalı. Open Subtitles قبل ذلك، يجب على هذا العجل بوزن طن أن يضاعف حجمه بشرب 1656 لترًا من حليب والدته الغني بالدهون
    Tersi olarak, doymuş yağ oranı yüksek beslenme biçimi sinir hücresi üremesini olumsuz etkiliyor. TED على عكس ذلك، نظام غذائي غني بالدهون المشبعة سيكون له تأثير سلبي على تكوّن الخلايا العصبية.
    Şimdi dışarı çık bakalım, seni yaşlı ve Şişman su bufalosu! Open Subtitles الان اخرج من هنا ايها الجاموس الماء المملئ بالدهون
    Her yere damlıyor bu şey. Open Subtitles هذا الشيء مليء بالدهون
    yağlı bir balık olduğumuzu Omega yağları bakımından zengin ve sağlıklı olduğumuzu söylüyoruz. Open Subtitles نحن نقول اننا اسماك زيتيه, لذيذة و غنية بالدهون الصحية المانحة للحياة .
    Ama ne zaman ki tır şöförlüğüne başladım ve kendimi yağlı yiyecekler dışında herşeyden soyutladım. Open Subtitles لكن كما تعلم مواصلة القيادة والبقاء في الخارج لوقت طويل وأكل الأطعمة المشبعة بالدهون
    İki aydır deri torbalar içinde mayalanan bol yağlı mors eti. Open Subtitles لحم فظّ دسمٌ بالدهون خُمّر في أكياسٍ جلدية لمدة شهرين
    Pek fazla insan patatesleri nasıl yağlı ve yumuşak hâle getireceğini bilmez. Open Subtitles لا يعلم الكثير كيفية ، امم منع البطاطس من التشبع بالدهون
    Acılı peynir kızartması, nachos, tavuk kızartması tüm bu şişmanlatıcı ve yağlı yemekler okulumuzu dolduruyor. Open Subtitles البطاطس المقلية بالجبنة،ناتشوز الدجاج المقلي كل هذه الأطعمة المسمنة والمليئة بالدهون وصلت إلى مدارسنا
    Bence burada en önemli mesaj yağlı bir karaciğeriniz olacağı ve durum bundan ibaret kalacağı değildir karaciğeriniz yağlı kalmaya devam edecektir, bu durum çok kolayca dietinizden früktozu çıkarmak suretiyle tüm o içecekleri çıkararak tersine çevrilebilir. Open Subtitles و اعتقد بأن الرسالة المهمه هنا هي بأن حصولك على كبد ممتلئ بالدهون لا يعني بأنها سوف تستمر على هذه الحاله
    Sağlık demişken, doymuş yağlı yiyecekleri yemeyi bırakmalısın. Open Subtitles بالمناسبة، ربما عليك اجتناب الأطعمة المشبعة بالدهون
    Onlar yağ bakımından zengin ve kesinlikle çok lezzetli nefis kas yığınlarıdır. TED فهي تتمتع بعضلات لذيذة غنية بالدهون بالتأكيد لذيذة الطعم
    İstediğim bir diğer şey de düzgün bir ocak. Bunun her tarafı yağ olmış. Open Subtitles أحب أيضا ً أن أشتري موقد نار جيد، ذلك الموقد أصبح مُغطى بالدهون
    İstediğim bir diğer şey de düzgün bir ocak. Bunun her tarafı yağ olmış. Open Subtitles ،أحب أيضا ً أن أشترى موقد نار جيد ذلك الموقد أصبح مغطى بالدهون
    Bilmenin imkânı yok. yağ hücreleri uyuşturucu için test edilemez. Open Subtitles لا يمكن المعرفة يستحيل الكشف عن المخدرات بالدهون
    Ama kalça ve kollar 40 yaşından sonra daha çok yağ toplamaya başlar. Open Subtitles الأرداف و الزراعين تمتلئ بالدهون عند وصول سن الأربعين
    Bugün bizim patlayıcı gücümüzü, Şişman ve bunalmış karnınızda hissettiniz Open Subtitles اليوم شعرتم بـ سيوفنا المتفجرة في بطونكم المتخمة بالدهون
    Her yere damlıyor bu şey. Open Subtitles هذا الشيء مليء بالدهون
    Seni yemeyen her şeyi yersin sen, şişko helyum torbası. Open Subtitles سوف تأكل أى شئ لا يأكلك أولاً يا وعاء الهيليوم الملئ بالدهون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more