-Neden oraya gitmeyi sürdürüyorsun? | Open Subtitles | لم تستمر بالذهاب الى هناك ؟ القهوة لذيذة |
Onbaşı, sana, birdaha bizim gitmeyi istemedğimiz yerlere gitmek için başkalarını ikna etmeni istemişiz gibi gelebilir. | Open Subtitles | أيها العرّيف,أعلم أن الأمر يبدو وكأننا نطلب منك أن تُقنع الناس بالذهاب الى مكان لا نرغب برؤيته مجدداً |
Neyse Meg'i dansa gitmeye ikna ettim, şimdide onu dansa bırakacağım. | Open Subtitles | لقد اقنعت ميج بالذهاب الى الحفل الراقص, سأذهب لاوصلها. |
Bu şekilde Vegas'a gitmek güzel olmalı? | Open Subtitles | هذا النوع من المتعة بالذهاب الى فيجاس ،أليس كذلك؟ |
Eğer okula gitmesine izin vermezsen onu senden uzaklaştırıp yeni bir eve yerleştirecekler. | Open Subtitles | اذا لم تسمح لها بالذهاب الى المدرسة سيأخذونها منك بعيدًا ويضعونها في المنزل |
Askerlerimin yaptığı hataların telafisi olarak Kralın Şehri'ne gitmenize izin vereceğim. | Open Subtitles | سأسمح لك بالذهاب الى ارض الملوك كتعويض عن اخطاء جنودي |
Bu kadar erken gitmemiz için bir sebep mi var ki? Konuş David? | Open Subtitles | مالشئ المهم الذي لدينا لنستعجل بالذهاب الى المنزل له |
Yüksek Ses Festivali'ne gitmeyi çok isterdim ama Kafama Sıkmayı Tercih Ederim Partisi'ne davetliyim. | Open Subtitles | لكنني ملتزم بالذهاب الى احتفالية أفضل ان أفجر دماغي |
Millet, Kenny'yle bir restorana gitmeyi düşünüyorduk. | Open Subtitles | صحيح يا جماعة؟ اذن كيني و انا كنا نفكر بالذهاب الى مطعم |
Rota 47 güzergahındaki hurdalığa gitmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | كنت افكر بالذهاب الى محل خرده على الطريق 47 |
Managua'yı gitmeyi düşündün mü hiç? | Open Subtitles | هل فكرت مرة بالذهاب الى ماناغوا؟ |
Hep oraya gitmeyi hayal etmiştim. | Open Subtitles | لقد حلمت دائماً بالذهاب الى هناك |
Belki onları da gitmeye ikna edebilirim. | Open Subtitles | حسنا,يمكنني اقناعهم بالذهاب الى هناك ايضا |
Hâlâ da fırsat buldukça gitmeye çalışırım. | Open Subtitles | ولا زلت ارغب بالذهاب الى بلدي الام عندما تحين لي الفرصه |
O mahalleye gitmeye başladım ve gerçek Nicholas Barclay'i araştırdım. | Open Subtitles | لقد بدأت بالذهاب الى الحي "للتحقيق في حقيقة "نيكولاس باركلي |
Neden tanıştığım her meksikalı Texas'a gitmek istiyor? | Open Subtitles | ما السبب أن كل مكسيكي قابلته يرغب بالذهاب الى تكساس ؟ |
Hey,kim yarın Galveston'a gitmek ve bronzlaşmak ister? | Open Subtitles | هي من يرغب بالذهاب الى غالفستون غداً؟ و العمل على التخلص من التوتر |
Yapma lütfen. Aptal Hamptons'a gitmek hiç umurumda değil. | Open Subtitles | بالله عليك، وكأنني أهتم بالذهاب الى قرى الـ"هامبتنز" الغبية |
Yani, onun o partiye gitmesine izin vermekle hata mı yaptık? | Open Subtitles | أعني – هل كنا على خطأ عندما سمحنا لها بالذهاب الى الحفله |
Bunun o kadar ileri gitmesine izin verirsem hepimiz için planladığım şeyin çok ötesine geçeriz. | Open Subtitles | لقد سمحت لنفسي بالذهاب الى ابعد مما اتصور لنا جميعا |
Napoli'de bir yer almayı düşünüyordu ama oraya gitmesine izin var mıydı ondan emin değilim. | Open Subtitles | كان يفكر فى الشراء فى نابولى ,ولكن, لااعرف ان كان قد سُمح له بالذهاب الى هناك ام لا ؟ . |
O sizin okula iç çamaşırsız gitmenize de izin veriyor. | Open Subtitles | إنه أيضاً يسمح لكم بالذهاب الى المدرسة من دون ملابس أي داخلية |
"Bu kadar erken gitmemiz için bir sebep mi var ki?" | Open Subtitles | "مالشئ المهم الذي لدينا لنستعجل بالذهاب الى المنزل له" |