Saat dörtte birkaç tane yatistirici hap aldim. | Open Subtitles | بالرابعة مساء تناولت المزيد من حبوب اللودز |
Sözümü dinleyip sabah dörtte çıkmış olsaydık-- | Open Subtitles | هذا لو كنّا رحلنا بالرابعة صباحاً مثلما أردت |
Telefon seninle kalsın. Yarın öğleden sonra saat dörtte, Central Park'da Yarım Kubbe'nin orada buluşacağız. | Open Subtitles | "ستقابلني لديّ نصب "سنترال بارك بعد ظهر الغد بالرابعة مساء |
Geldiğini gördü. 14 yaşında bir çocuk olduğunu sandı. Ona gerçeği söyledim. | Open Subtitles | لقد رأتك تصعدين و ظنت أنك فتي بالرابعة عشر. |
Yatağını ıslatan 4 yaşında bir bebek olarak kalmak istiyorsa öyle. | Open Subtitles | فقط إن أراد أن يظل كفتى بالرابعة يبلل فراشه |
Sıcak yorgunluğundan. 4 Temmuz pikniği. 92 yaşındaydı. | Open Subtitles | إجهاد بسبب الحرارة رحلة بالرابعة من يوليو، بسن 92 |
Tamam. dörtte seni almaya gelirim. | Open Subtitles | حسناً، سأتي بالرابعة لأقلك. |
Bugün dörtte. | Open Subtitles | آوه. اليوم بالرابعة. |
"6 gündür 4 yaşında bir Çinli kızımız var. | Open Subtitles | أمضت معنا ابنة صينية بالرابعة من العمر . ستة أيّام حتى الآن |
Anladığım kadarıyla, Eric görevdeyken 14 yaşında bir Malavi kızla yatmış ve hamile bırakmış. | Open Subtitles | مِن ما يُمكنني جمعهم، عندما كان إيريك بمهمته لقد نام مع فتاة من ملاوية بالرابعة عشر من عمرها وجلعها تحمل منه |
42 yaşında, bir erkek. | Open Subtitles | ذكر , بالرابعة والعشرين من عمره |
14 yaşında bir ton kız mı tanıyorsun? | Open Subtitles | تعرف فتيات بالرابعة عشرة؟ |
Dört yaşında bir oğlumuz var. | Open Subtitles | لدينا صبي صغير ، إنه بالرابعة |
Sıcak yorgunluğundan. 4 Temmuz pikniği. 92 yaşındaydı. | Open Subtitles | إجهاد بسبب الحرارة رحلة بالرابعة من يوليو، بسن 92 |
Byron ilk yudumladığında dört yaşındaydı. | Open Subtitles | بيرون) كان بالرابعة عندما أخذ رشفته الأولى) |
Oğlum var, Adam. O zamanlar 14 yaşındaydı. | Open Subtitles | لديّ ابن، (أدم) كان بالرابعة عشر آنذاك. |