"بالرفض" - Translation from Arabic to Turkish

• cevabını
• cevap
• reddedilmiş
• reddedilme
• reddedilmeyi

Milyonlarca bir ordu düşünün milyon milyon genişleyen, bağlı, bilgili, birlik beraberlik içinde ve hayır cevabını kabul etmeyen.
تخيلوا جيش مكون من ملايين ينمو إلى عشرات الملايين. متواصلين، مشاركين ، عالمين وغير مستعدين للقبول بالرفض كإجابة.

Onu mümkün olduğunca reddettim, fakat hayır cevabını asla kabul etmedi.
لقد صددته حسب ما أقدر عليه لكنه لم يقبل بالرفض

Sence "hayır" cevabını kabul edip evinde döner mi?
لتعييد توحيد هذه العائلة، هل تعتقدين أنها قبلت بالرفض

Bunu cevap olarak kabul etmiyorum, Chris. Sen bir Griffin'sin.
لا تقبل بالرفض كإجابة يا كريس أنت من عائلة جريفن

İşlemden geçip cevap gelmesi üç hafta sürer. O da hayır olur zaten.
يتطلب الأمر 3 أسابيع لمعاينتها قبل أن تحصلوا على إجابة، ولكنها ستكون بالرفض.

Dünyadaki herkesle yatsan yine kendini reddedilmiş hissedersin.
يمكنك أن تنام مع الكوكب بأسره وما تزال تشعر بالرفض.

Bu değişken durum, özsaygı düşüklüğü ve reddedilme ile birleşmiş.
تلك الحاله المشوشه مجتمعه مع قله الثقه فى النفس و الشعور بالرفض

dürüst olmamaktansa reddedilmeyi göze alabilen bir erkekle tanışmak öyle zor ki.
كم من الصعب في هذا العالم أن نجد رجل يخاطر بالرفض و بفضله على الكذب

Hayır cevabını kabul etmiyorum. Yatta bize katılmalısın.
لن أقبل بالرفض كجواب، يجب عليك الإنضمام إلينا على اليخت.

Adam ondan bir şey istediğini ve hayır cevabını kabul etmeyeceğini söyledi. - Peki Ella ne tepki gösterdi?
لكنّي سمعتهما مُصادفة، وكان يُهدّدها، وقال أنّها تملك شيئاً أراده، وأنّه لن يقبل بالرفض كإجابة.

Ama bu sefer hayır cevabını kabul etmemeni öneriyorum.
وهذه المرّة أوصيك بشدّة ألّا تقبل بالرفض.

Nadia, Bayan Crane'e konuşmak istediğimi ve hayır cevabını kabul etmediğimi söyle.
?"? ناديا" أخبري السيدة كراين أني أريد محادثتها ولن أقبل بالرفض

O halde hayır cevabını kabul etmeyeceğimi de bilirsin.
-جيد، إذاً فأنت تعلم بأني لا أقبل بالرفض

Meşgul olduğunu söyledim ama hayırı cevap olarak kabul etmedi.
أخبرته بأنّنا مشغولون ولكنه ما كان ليقبل بالرفض

İlk tanıştığımızda sana söylemiştim. Genellikle hayır diye bir cevap kabul etmem.
أخبرتُك حين التقينا أوّل مرّة أنّي لا أقبل بالرفض عادةً

Ve olumsuz cevap kabul etmiyoruz.
أجل, لن نقبل بالرفض إجابة إيها الرجل الصغير

Başvuru yaptığı ilk anaokulundan cevap almış.
حصلت مؤخراً على رد بالرفض من مدرسة رياض الأطفال التى كانت تريدها

kral tarafından reddedilmiş, aşağılanmış hissetti ve korktu da eminim.
شعرت بالرفض من الملك، مهانة وخائفة، متأكدة من هذا

Ben birinden yeni ayrıldım, o da öyle ikimiz de çok yalnız ve reddedilmiş hissediyorduk.
كنت قد هجرت لتوي، وهو كذلك مثلي، وكنا على حدٍ سواء نشعر بالرفض والوحدة.

Bak, bir arkadaşı kaybetme ve reddedilme duygusunu iyi bilirim.
وأنا أستطيع أن أعي فقدان الصديق والشعور بالرفض

İki ay önce onu terk etmeye çalışmıştı ama kadın reddedilmeyi kabul etmiyordu.
حاول هُجرانها قبل شهرين، لكن لمْ تقبل بالرفض كجواب.