"بالريح" - Translation from Arabic to Turkish

• rüzgarı
• rüzgârla
• rüzgârı
• rüzgârını
• rüzgârlı

Saçları kesildiği zaman bir hava bükücü, kendisini çevreleyen rüzgarı hissedebilir.
عندما يحلق راسه مسخر الهواء يستطيع ان يشعر بالريح من حوله

rüzgarı teninde hissetmek öyle harika ki.
رائع جدا ان تشعر بالريح فى وجهك نظيفه و رقيقه

"Bırak beni rüzgârla uçayım!"
"دعني أطير بالريح"

Hiçbir şey hissetmiyorum. Ne yüzümde rüzgârı, ne denizin damlalarını ne de bir kadının sıcaklığını.
لا أشعر بشيء لا أشعر بالريح على وجهي ولا برذاذ البحر

Belki biraz Kerouac okudum ve Easy Rider'ı gördüm ve rüzgârı saçlarımda hissetmek istiyorum.
ربما اني فقط قرأت اعلان عن سهولة الركوب واردت ان اشعر بالريح على شعري

Çöl rüzgârını hissetmiyor musunuz?
ألا تشعرون بالريح الصحراوية؟

Hiç yüksek ve rüzgârlı bir tepede durup meşe palamutlarının düşüp yuvarlanmasını dinlediniz mi?
هل وقفت على تلة عالية مليئة بالريح و سمعت صوت سقوط الجوز ودحرجته؟

Burada kalıp, tüm hayatını gölgeler içinde geçirebilirsin ya da benimle gelirsin, açık havaya çıkıp yüzünde rüzgarı hissedersin.
يمكنك البقاء في الأسفل هنا و عيش حياتك بأكملها في الظلال أو تأتي معي و تقف في الهواء الطلق و تحس بالريح على وجهك

rüzgarı antenlerinizde hissetmek. Mükemmel değil mi?
الإحساس بالريح على لوامسك، أليس هذا رائعاً ؟

Motor sürerken yüzüme çarpan rüzgarı hissettiğimde, başkasının motorunda olmadığımı bilirdim.
لما شعرت بالريح تضرب وجهي بينما أقود وأعلم اني لا

Dedi ki, "rüzgarı yüzünde hissetmezsen, kanatlar neye yarar?"
قالت " ما فائدة الأجنحة إن لم " ! تشعر بالريح تلامس وجهك

Kask taktığında rüzgârı saçlarında hissedemezsin sivri zekâ.
لا تستطيع ان تشعر بالريح على شعرك إذا كنت ترتدي خوذه ايها العبقري

Döndüm, rüzgârı hissettim. Çok sert döndüm.
أستدير ، أشعر بالريح أستدير بشده

"Kimse bilmez rüzgârı.
لا أحد يتنبأ بالريح

-Evet, rüzgârını hissettim.
- أجل ، شعرت بالريح -