"بالزمان" - Translation from Arabic to Turkish

    • zaman
        
    • zamanı
        
    Paralel varoluşlarda şimdi birey artık zaman ve mekanla kısıtlı değil. Open Subtitles حالات الوجود المتوازية للفرد الآن أصبحت ليست محصورة بالزمان و المكان بعد اليوم
    Bunun için iyi zaman ve yer değil. Open Subtitles هذا ليس بالزمان ولا المكان المناسبين للعب
    Bu yüzden zaman en alt seviyededir. Open Subtitles عليك أن تبدأ بالزمان و بعدها تأتي بالمكان لذل , فإن الزمان هو الأساس
    Dikkatleri üzerine toplamanın ne yeri, ne de zamanı. Open Subtitles ليس هذا بالزمان أو المكان المناسبين للفت أنظار الناس
    Ama yüz yüze konuşmalıyız. Sana yeri ve zamanı bildiririm. Open Subtitles يجب أن تكون هذه محادثة شخصية سأخبرك بالزمان والمكان
    Söylenen o ki, bir kez birleşmiş olanlar okyanus ya da zaman tarafından ayrılmış olsalar dahi her zaman yeniden birleşeceklerdir. Open Subtitles يقال إنه بمجرد إتحادهما وحتى إذا أنفصلا بالمكان أو بالزمان إنهما سوف يتحدا مجدداً.
    Ama yine de mekan ve zaman tarafından bağlanmışız ve kendi kaderimizi yönlendiremiyoruz. Open Subtitles .. ولكن مع ذلك فنحن مقيدون بالزمان والمكان غير قادرون على التحكم في مصائرنا
    Temel olarak, bizim bildiğimiz zaman ve uzayın dışında bir boyut kullanıyor, ki biz buna altuzay diyoruz, ve bir solucan deliği yaratıyor, bir tünel gibi iki geçidi birleştiren. Open Subtitles اساسياً تستخدم بعد من الخارج يعرف بالزمان والمكان نسميه بالفضاء الثانوى ويخلق ثقب دودى مما يبدوا انه كنفق بين بابين متصلين
    Ne zaman ve nerede olacağını size söyleyeceğim. Open Subtitles بكل تخفي، سأعلمكم بالزمان و المكان
    Bağlantım ne zaman nerede olacağını mesaj atar. Open Subtitles شريكي سيراسلكم بالزمان و المكان
    Lt sadece zaman geriye gider. Open Subtitles إنه يعود بالزمان إلى الوراء
    Size yer ve zaman veriyorum. Open Subtitles سأزودكم بالزمان والمكان
    Ne zaman nerede olduğunu söyle yeter. Open Subtitles فقط أخبريني بالزمان والمكان.
    zaman çizgisini mahvedebiliriz. Open Subtitles يمكننا العبث بالزمان
    - Ki ben de o yüzden zeplinin Akdeniz'de düşeceği yeri ve zamanı tam olarak hesaplamaya çalışıyorum. Open Subtitles سلاح الشمس سيسقط في أي مكان. لهذا السبب أنا أقوم بالحسابات للتكهن بالزمان و المكان الدقيقين لكي
    - Bu telefon sende dursun. zamanı ve yeri söyleriz. Open Subtitles "كلا، إحتفظ بهذا الهاتف، سنخبرك بالزمان والمكان."
    Hızlıca neden uzay ile zamanı ayrı ayrı düşünmek yerine, birlikte düşündüğümüz noktasına gelelim, yani daha hoş bir yere, değil mi? Open Subtitles بسرعه ، سنبلُغ مرحلة بحيثُ نبدأ بالتفكير بالزمان - المكان معاً بدلاً من المكان و الزمان وهو أمر رائع بسرعه ، سنبلُغ مرحلة بحيثُ نبدأ بالتفكير بالزمان
    Yeri ve zamanı sana bildiririm. Open Subtitles . سأعلمك بالزمان والمكان
    Evet, elbette olur. Bana yeri ve zamanı söyle yeter. Open Subtitles -طبعاً، أخبرني بالزمان والمكان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more