Harika. O koca şeyin karşısında saatlerce oturabiliyorlar. | Open Subtitles | انه رائع يمكنهم الجلوس أمام هذا الشىء بالساعات |
Sokağın aşağısında oturan şu muhteşem sarışın. Ve eskiden saatlerce oturup onun parkta oyun oynayışını izlerdim. | Open Subtitles | كانت أروع فتاة شقراء تسكن في شارعنا، وقد كنت معتادة على أن أجلس بالساعات أتفرج عليها وهي تلعب في الحديقة |
Kol saatleri, duvar saatleri ve kilitleriyle ünlü bir ülke. | Open Subtitles | بلد معروف بالساعات و ساعات اليد و الأقفال |
Ama kimse telefon ettiğini kabul etmiyordu. Bayan Webb, saat dolu bir odaya girdi, ama kimse saatleri sahiplenmedi. | Open Subtitles | وصلت إلى غرفة مليئة بالساعات لا يعترف أي أحد بحيازتها |
Zaman, günler ya da saatlerle değil aramıza koyduğu mesafeyle akıp gitti. | Open Subtitles | سيمر بى الوقت ليس بالأيام ، ولا بالساعات لكن بالمسافة التى بيننا |
Burası saatlerle dolu bir oda. | Open Subtitles | وهذه غرفة مليئ بالساعات |
Sana saatlere bakım yapmayı öğreteceğim. | Open Subtitles | وسأعلمك كيف تعتني بالساعات |
Geriye kalan son saatlerinizin tadını çıkarın neredeyse buraya varmak üzere. | Open Subtitles | استمتعي بالساعات القليلة الأخيرة المتبقية لك لأنه شارَف على الوصول إلى هنا |
saatlerce oturup, onu hayranlıkla izliyordum | Open Subtitles | لقد كان مشهد رائع , وكنت أجلس بالساعات اشاهدها |
Yüksek kulesinde saatlerce saçına bakarak oturuyor. | Open Subtitles | عالياً فوق البرج، تجلس بالساعات تمشط شعرها |
Bebegim, bes dakika sonra donecegim tamam mi? Justin aylardir garip davraniyordu. saatlerce oradan kayboluyor, gunlerce ona ulasamiyordum. | Open Subtitles | حبيبي ساغيب خمس دقائق اوك؟ جاستن كان مرح الاشهر الماضيه. يختفي بالساعات |
Dönmelerini beklediler. Bazen saatlerce. | Open Subtitles | كانوا ينتظرون دورهم أحياناً بالساعات |
Park'ın kaplan annesi ve babası o kadar dayanılmazlardı ki etki ettikleri saatleri ölçmek zorundaydı. | Open Subtitles | والدا بارك كانا كالنمور لا يفترقا لساعات كانت تقيس حبهما بالساعات |
Şu anda yapmanız gereken şey çalışma saatleri Anthony olmadan, işgücü kriziniz daha da kötüleşti. | Open Subtitles | ما تحتاجين للقيام به الآن هو اعداد فواتير بالساعات الكثير منها، وبدون أنتوني أزمة القوة للبشرية لديك ساءت |
Beni başka bir uykusuz geceye terk etmeden önce gün ışığının son saatleri ile yavaşça değişen manzarayı izledim. | Open Subtitles | راقبتُ المنظر الطبيعى يتبدل ببطء كما لو كان متشبثاً بالساعات الأخيرة من شروق الشمس قبل أن تتركنى الشمس كى أواجه ليلة مؤرقة أخرى |
Bu bozuk saatlerle ne yapacağım? | Open Subtitles | ماذا سأفعل بالساعات المحطمة؟ |
Hayat saatlerle ölçülemez. | Open Subtitles | الحياة لا تُقاس بالساعات |
Merak etmeyin Bay Barrow. Son kaldığım yerde de saatlere bakardım. | Open Subtitles | لا تقلق يا سيد (بارو) إعتنيت بالساعات في عملي السابق |
Dobkin'in antika saatlere olan fetişi için tarihi değiştirmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أؤجل الموعد ...(لإشباع هوس (دوبكين بالساعات القديمة... |
Geriye kalan son saatlerinizin tadını çıkarın neredeyse buraya varmak üzere. | Open Subtitles | إستمتعي بالساعات القليلة المتبقية... لأنه تقريبا هنا... |