İyi günde, kötü günde, ...hastalıkta ve sağlıkta, ama sadakatsizliğinde yanında olmayacağım. | Open Subtitles | لقد كنت معك بالسراء والضراء في الصحة والمرض لكنني لم أخنك |
Ve yıllar sonra, birçok yönde, iyi yada kötü... | Open Subtitles | وعلى مدى الأعوام، وبطرق عدة بالسراء والضراء |
Birbirlerini "iyi günde kötü günde" kabul ediyorlar alın size kötü gün neymiş göstereyim diyor. | Open Subtitles | لقد تزوجا بعضهما بالسراء و الضراء و الان سأريكم الضراء |
Ben seni iyi günde kötü günde kabul ettim ve hiçbir şey bunu değiştiremez | Open Subtitles | أقبل بك بالسراء و الضراء و لن يغير شيء من ذلك |
İyi kötü günlerimiz oldu. | Open Subtitles | لقد مررنا بالسراء والضراء معاً |
Karen, ben seninle iyi ve kötü günler için evlendim. | Open Subtitles | كارين لقد تزوجتك بالسراء و الضراء |
Dürüst ol, 'iyi günde ve kötü günde' derken başına gelecekleri bilmiyordun değil mi? | Open Subtitles | بصراحة. عندما تعهدت بـ"بالسراء أو الضراء"، لم يكن لديك أدنى فكرة عم كنت موشكة عليه، أليس كذلك؟ |
İyi günde kötü günde birlikteydik. | Open Subtitles | مررنا بالسراء والضراء |
Red, bu çocuğu evimize aldığımızda onun iyi gününde de kötü gününde de yanında olmak bizim görevimiz oldu. | Open Subtitles | (ريد) عندما اخذنا الولد ذاك لبيتنا كان من واجبنا أن نرعاه بالسراء والضراء |
Şimdi ise iyi günü kutlama zamanı. | Open Subtitles | حان الوقت الآن للإحتفال بالسراء |