"بالسلاسل" - Translation from Arabic to Turkish

    • zincirli
        
    • zincirle
        
    • zincirlerle
        
    • Zincir
        
    • zincirlenmiş
        
    • zincirler
        
    • zincirlenmişti
        
    • zincirledi
        
    • zincirlenerek
        
    • zincire vurulmuş
        
    • prangalı
        
    Burada zincirli yaşamaktan iyidir. Open Subtitles أفضل من أن تعيش مقيداً بالسلاسل تحت هذه الطوابق
    Eminim ki geri gömmeyi ya da asite atmayı ya da zincirle bağlayıp göle fırlatmayı düşünmüşsündür. Open Subtitles أنا متأكدة انك فكرت بإعادة دفنها أو تذويبها بالحمض او لفها بالسلاسل الثقيلة و رميها في بحيرة
    Aslında, o kadar asi bir çocuktu ki Odin onu toprağın derinliklerinde zincirlerle bağladı. Open Subtitles حقيقة لوكي كان كالطفل المنفلت مما جعل أودين في النهايه يقيده بالسلاسل في باطن الأرض
    Aww. Zincir çetesi olmaktan bir halka uzaktasınız. Open Subtitles أنتم قريبون جدّا من أن تصبحوا مثل المساجين بالسلاسل
    Mahvolmuş bir deve zincirlenmiş, korkunç bir kızgınlıkla yanıyordu. Open Subtitles التى كُبّلت بالسلاسل مع عملاق مُدمّر, وكان يحترق بالأستياء الرهيب
    Bana, herkes görsün diye, bedeninin hala zincirler içinde sallandırıldığını söylediler. Open Subtitles قيل لي ان جسده لاايزال معلقا مربوط بالسلاسل ، ليراه الجميع
    Toothless zincirlenmişti ve günlerdir ağzı kapalıydı. Open Subtitles كان تــوثــلس بالسلاسل و مكمم لعدة أيام.
    Buraya zincirli olarak getirilmiştim, efendim. Ne düşündüğünüzü bilmiyorum. Open Subtitles لقد أحضرت الى هنا مكبلا بالسلاسل سيدى لا أعرف ماذا أفكر
    Bu kadar ağır olduğunu bilsem seni orada zincirli bırakırdım. Open Subtitles لو أنني أعلم أنك ثقيل هكذا لتركتك مقيد بالسلاسل
    Bu kadar ağır olduğunu bilsem seni orada zincirli bırakırdım. Open Subtitles لو أنني أعلم أنك ثقيل هكذا لتركتك مقيد بالسلاسل
    Köleler denize atıldıklarında birbirlerine zincirle bağlıymış. Open Subtitles العبيد كانوا قد قذفوا في البحر ... وكانوا جميعهم مسلسلون بالسلاسل سوية ...
    İçeri girdiklerinde kapıyı dışarıdan zincirle bağlayacağız. Open Subtitles سنقفل الأبواب بالسلاسل من الخارج،
    Aslında, o kadar asi bir çocuktu ki Odin onu toprağın derinliklerinde zincirlerle bağladı. Open Subtitles حقيقة لوكي كان كالطفل المنفلت مما جعل أودين في النهايه يقيده بالسلاسل في باطن الأرض
    Beni tekmelediler, zincirlerle vurdular. Ne yaptıklarına bir bakın. Open Subtitles ركلوني, ضربوني بالسلاسل إنظروا ماذا فعلوا بي
    Hızınızı biraz azaltmak için de bacaklarınıza Zincir takılır. Open Subtitles وسنقيد أرجلكم بالسلاسل لنثقل عليكم فعلا
    "Zincir ve kilitlerle Tilki'nin avında Open Subtitles تعقبوه بالسلاسل والأغلال
    Altı hafta boyunca, dışarıya zincirlenmiş ve sadece özgürlüğünü satın almaya çalıştı diye. Open Subtitles إنها مربوطة بالسلاسل في الخارج لمدة 6 أسابيع
    Altın zincirler, bilezikler ve madeni pullarla tamamen kaplanmıştı ve yüzü bir maske gibiydi. Open Subtitles كانت كلها مغطاة بالسلاسل الذهبية, والأساور المتلألئة ووجهها مثل القناع
    Ölüme terk edilmişti Nairobi'de pis bir kerhanenin bodrumunda boruya zincirlenmişti. Open Subtitles وقد غادر ليموت بالسلاسل إلى الصنابير في الطابق السفلي من بيت قذر للدعارة في نيروبي
    - Kamyonlarla silahlar ne içeri, ne de dışarı geçebilsin diye kendini girişe zincirledi. Open Subtitles لقد ربط نفسه بالسلاسل على البوابة... ليمنعهم من ادخال شاحناتهم واسلحتهم أو اخراجها
    Hercules ve Arias'ın zincirlenerek götürüldüğünü sen de görmedin mi? Open Subtitles و لكن هل لاحظت أن هرقل و أريس أخذو بعيدا بالسلاسل
    Bize getirdiğiniz bu dilenci de kim bir suçlu gibi zincire vurulmuş? Open Subtitles من هذا البائس الذي احضرته لنا؟ مقيد بالسلاسل مثل المذنبين
    prangalı mahkûmlarla bebek baltanı kullanarak kayaları parçalıyordun! Open Subtitles مكبل بالسلاسل تكسر الأحجار بذلك المعول الصغير؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more