Çocukla hiçbir alakam yok ama, ilgimi çekti, onu duymak istedim. | Open Subtitles | بدون اتصال مع الطفله كل كنت مهتماً بالسماع عنها وكنت مهتم |
Peki kimse benim bu isim değişikliğini duymak isteyebileceğimi düşünmedi mi? | Open Subtitles | و لم يظن احد انني سأكون مهتمة بالسماع بشأن تغيير الاسم؟ |
Bu konuda daha fazla insanla konuşmaya başladıkça, daha çok kişi bunu duymak istedi. | TED | وبينما بدأنا بالحديث عن الفكرة مع أشخاص أكثر، كان المزيد منهم يرغبون بالسماع عنها. |
duymak isteyeceğin bir alıcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أجل ، لقد قالت بأن لديها مشتري سترغب بالسماع بشأنه |
İnanılmaz! duymak ister misin? | Open Subtitles | هذا لا يُصدق ، أترغبين بالسماع ؟ |
Ama kimse bunu duymak istiyor mu? Hayır. | Open Subtitles | و لكن هل يرغب أحد بالسماع عن ذلك، لا. |
Özür dilerim efendim fakat bunu duymak istersiniz. | Open Subtitles | آسف سيدي لكنك سترغب بالسماع لهذا |
- Söylemem gerek senden böyle bir şey duymak şaşırtıcı oldu. | Open Subtitles | -عليّ أن اقول أنّي فُوجئت بالسماع منك |