Bunların hepsi arabalarla ilgili değil mi? - Hiç bu kadar araba görmemiştim. | Open Subtitles | إنها كلها تتعلق بالسيارات لم أرى هذا العدد الكبير من السيارات في حياتي |
Bu bir araba fabrikasına girip Çalışma planlarını araba yerine katil robotlar üretenlerle değiştirmek gibidir. | TED | هذا يشبه الدخول لمصنع سيارات و تبديل المخططات الخاصة بالسيارات بمخططات لرجال آليين مدربين على القتل. |
Ama bunu arabalarla da görmeliyim. Gerek yok baba. Sadece hayal gücünü kullan. | Open Subtitles | لكنى اريد ان اراه بالسيارات لا يمكن يا ابى ، فقط استخدم مخيلتك |
Ricky gibi salakların tek derdi arabalar, gitarlar ve barlardır. | Open Subtitles | الأغبياء مثل ريكي يهتمون فقط بالسيارات و الحانات و الغيتارة |
Hayır, beş saati sizin sanat koleksiyonunuzu pahalı arabalara olan ilginizi hayatınızın en travmatik anları hariç her şeyi tartışmaya harcadık. | Open Subtitles | لا قضينا 5 ساعات في مناقشة مجموعتك الفنية و إعجابك بالسيارات الغالية و كل شئ ما عدا اللحظات المؤلمة في حياتك |
Ayrıca her gece Arabaları getirip kapının arkasına park edeceksin. | Open Subtitles | نأتي بالسيارات الي الداخل. وتُوقفُ السيارات وراء السياج كُلَّ لَيلة |
Bilmiyorum. Çünkü Alex ve FBI ekibi Arabayla gelmiyor, uçuyorlar. | Open Subtitles | لأن أليكس و الفيدراليين ليسوا قادمين بالسيارات و لكن بالطائرات |
Bir Rock yıldızı olmak istiyorum ama Arabalardan da hoşlanıyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون نجمًا غنائيًّا لكني مولع بالسيارات أيضًا |
Tokyo tıkış tıkış araba ve bina dolu. İnsanlar o şekilde yaşamamalı. | Open Subtitles | طوكيو مليئة بالسيارات , المباني الناس لا يجب ان يعيشوا هكذا |
Bugün öğleden sonra burası "ikinci el araba doluydu". | Open Subtitles | هذا الفناء كان ميلئاَ بالسيارات المستعملة هذا المساء |
Tom. Hala karaborsada çalıntı araba mı satıyorsun? | Open Subtitles | توم،هل مازلت تتاجر بالسيارات فى السوق السوداء؟ |
Ve artık araba çarpmasını önemsemeyeceğim. | Open Subtitles | و أنا لن أقلق بشأن الأصابة بالسيارات بعد الآن |
Ama sen şüphe uyandırmamak için kamyonda olacaksın. Biz arabalarla izleyeceğiz. | Open Subtitles | ستكون أنت فقط من في الشاحنة لتجنب أي شبهة، وسنتبعك بالسيارات |
Bu benim beğendiğim tablolardan biridir, bizim arabalarla olan ilişkimizi mükemmel bir şekilde anlatıyor. | TED | هذه إحدى لوحاتي المفضلة, إنها حقاً تصف علاقتنا بالسيارات. |
Sağımızdaki Hoş arabalar koridoru. | Open Subtitles | اننا الان فى الممر الخاص بالسيارات 1967 و قد تم انشائه عام |
O altıncı sınıftaydı. Şimdi arabalar, çizgi-romanlar ve Game-cube'lerden hoşlanıyor. | Open Subtitles | ذلك كان في الصف السادس لكنه الأن يهتم بالسيارات والمجلات الهزلية و الجيم كيوب |
Ama bu yeni arabalar ve oyuna başlama parasıyla ilgili değil. Bu, geleceğinle ilgili. | Open Subtitles | ولكن هذا لا يتعلق بالسيارات الجديدة ومال البداية، إنه يتعلق بمستقبلك |
Ama arabalara karşı bir tutkusu vardı. On yaşından beri. | Open Subtitles | كانت مهووسة بالسيارات منذ أن كان عمرها عشر سنوات |
Hem sizler de paranızı dikkatsizce harcıyorsunuz. Gordo'nun Arabaları... | Open Subtitles | وانتم يا رجال مسرفون للغاية جوردو بالسيارات |
Ama günümüzde insanların Arabayla birilerini çiğnemesi doğal bir şey artık. | Open Subtitles | بشكل سئ جداً هذا الصباح و لكنه طبيعي جداً للناس أن يصطدموا بالسيارات |
Arabalardan anlarım. Motorlardan anlarım. | Open Subtitles | لدى معرفة بالسيارات,لدى معرفة بالمحركات |
Ama siz, otomobil ve parçaları hakkında bilgili olduğunuzu iddia ediyorsunuz. | Open Subtitles | و لكنك من ناحية أخرى تدعين المعرفة الكاملة بالسيارات و طرق تشغيلها |
Mindy, Motorlu araçlar dairesini ara, Bakalım bir eşleşme bulabilecek misin. | Open Subtitles | ميندي" اُطلبي القسم" الخاص بالسيارات لنرى إن كان لديهم سياره مطابقه |
arabadan anlamam ama hiç böylesini görmedim. | Open Subtitles | لم أكن في سيارة بهذا الجمال ولم أكترث كثيراَ بالسيارات |
Ben burada, araçlarla bağlantı kurup aşağıda neler olduğunu takip edeceğim. | Open Subtitles | سأكون هنا , على إتصال بالسيارات وما يحدث بالإسفل |
Trafik dairesi bu marka ruhsatlı arabaların listesini çıkardı. | Open Subtitles | قسم السيارات المركزي أعد قائمة بالسيارات المماثلة. |