"بالصداع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağrıyor
        
    • ağrıtıyor
        
    • ağrısı
        
    • ağrı
        
    • ağrıtıyorsun
        
    • ağrıtır
        
    • ağrır
        
    • ağrıyordu
        
    • ağrıyormuş
        
    • ağrımaz
        
    • ağrılar
        
    • ağrımaya
        
    • ağrıttınız
        
    • ağrıtabilir
        
    - Bebekler Frank. Bir bebek istiyorum. Ama ne zaman sevişsek başın ağrıyor. Open Subtitles أنا أريد أن أرزق بطفل و فى كل مرة تدعى أنك مصاب بالصداع
    Tanrım, dışarısı çok aydınlık, Pencereden dışarı bakınca başım ağrıyor. Open Subtitles يإلهي، الضوء ساطعٌ بالخارج مجرد النظر عبر النافذة يصيبني بالصداع
    Pencereyi de ört. O kuş başımı ağrıtıyor. Open Subtitles وأغلقي النافذة ذلك الطائر يصيبني بالصداع
    Filmlerden hoşlanmıyorum. Başımı ağrıtıyor. Open Subtitles لا أحب الأفلام, فهي تجعلني أشعر بالصداع.
    Sen insanlarımızın yulaf ekmeği yedikleri günlere dönmesini istiyorsun bu onlara baş ağrısı vermemiş miydi? Open Subtitles هل تريد قومنا أن يعودوا لأكل القمح مجدداً ؟ الذي يصيبهم بالصداع ؟
    Neden... sadece meraklandım, bundan konuşuyoruz, çünkü başıma ağrı girdi. Open Subtitles و لماذا, انا اشعر بالفضول, نحن نتحدث عن هذا؟ لأنه يصيبني بالصداع.
    Sen başımı ağrıtıyorsun. Open Subtitles أنت التي تصيبيني بالصداع أنت الذي تصيبني بالصداع
    Anlıyor musunuz? Bazen dışarı çıkar, koklarım. Başımı ağrıtır, o derece kötüdür. Open Subtitles ان رائحتها تصيبنى بالصداع وهذا شىء سيىء.
    - Hadi, tükür şunu! Başım ağrıyor... - Ama güzel! Open Subtitles ـ هيا، الفظيها، لقد اصابتنى بالصداع ـ إنها جيدة
    Hayır sadece başım ağrıyor. Baktırmak istedim. Open Subtitles لا, أنا أشعر بالصداع أريد أن أقوم بالفحوصات اللازمة
    Başım ağrıyor. Uzanmam senin için sorun olur mu? Open Subtitles أشعر بالصداع هلا تمانعين إن أضطجعت هكذا ؟
    Söndür dostum. Ben de içerdim ama başım ağrıyor. Open Subtitles دخنها , صديقي كنت لأفعل هذا أنا أيضاً , لكنني أصاب بالصداع
    Ama şimdi çok beyaz oldu, başımı ağrıtıyor. Open Subtitles لقد أصبحت شديدة البياض حتى أنها تصيبني بالصداع
    Kes konuşmayı. Ağzından çıkanlar başımı ağrıtıyor. Open Subtitles توقّفي عن السرد، فكلماتك تصيبني بالصداع.
    Sakın zaman yolculuğunu açıklamaya çalışma. Hiç anlamadım, ve her seferinde başımı ağrıtıyor. Open Subtitles لا تحاولوا تفسير السفر عبر الزمن، إنّه غير منطقي ويصيبني بالصداع دوماً.
    Tatlım, bu çok tatlı ama bu gece değil. Hepimizin baş ağrısı var. Open Subtitles يا عزيزي، إنَّ هذا رائع، لكن ليس اليوم فنحن جميعاً مُصابين بالصداع
    Nefes alışlarım sıklaşıyor ve başıma öyle bir ağrı giriyor ki! Open Subtitles وأشعر اننى لا استطيع ان اتنقس ويصيبنى كل ذلك بالصداع
    Sen başımı ağrıtıyorsun. Open Subtitles تثيرني صداع أنت الذي تصيبني بالصداع
    Bazen dışarı çıkar, koklarım. Başımı ağrıtır, o derece kötüdür. Open Subtitles ان رائحتها تصيبنى بالصداع وهذا شىء سيىء.
    Bir kadeh daha içersen başın ağrır. Open Subtitles اذا كان لديك كأس أخرى ستصابين بالصداع
    Başı ağrıyordu, kendi gibi davranmıyordu. Open Subtitles كان يصاب بالصداع لم يكن يتصرف على سجيته
    Ne zaman başım ağrıyormuş gibi yapsam kullanıyorum, ... acayip işe yarıyor. Open Subtitles أستعمله كل مره أريد التظاهر بالصداع إنه يعمل كالسحر
    - O bir oyuncak sadece. Başı ağrımaz. Open Subtitles لا, هو مجرد دمية, و لا يصاب بالصداع
    Para konusu açılınca başıma ağrılar giriyor. Open Subtitles كل هذا الحديث عن المال أصابني بالصداع النصفي
    Ardından başları ağrımaya başlayacak... Sonra giderler. Open Subtitles وسوف يصابون بالصداع وسيفقدون إهتمامهم بنا
    Tamam, sizi ayırıyorum. Başımı ağrıttınız. Open Subtitles حسناً، سأفرق بينكما فأنتما تتسببان لي بالصداع
    Ben sadece şunu söyleyebilirim, aşk başını ağrıtabilir, mideni bulandırabilir, ölümcül bir hastalık. geçiriyor gibi hissettirebilir, ama kahvaltı etmene mani olamaz. Open Subtitles كل ما استطيع قوله هو ان الحب يمكن ان يكون يهذه الطريقة يجعلك تشعر بالصداع , تشعر بالاشمئزاز تحس بان لديك مرض قاتل لكن ذلك ليس سبباً لعدم تناول الافطار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more