"بالصداقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • dostlukla
        
    • arkadaşlık
        
    • dostluk
        
    • arkadaşlığa
        
    Size temin ederim ki; Doris Duke Charitable Foundation'ın eli bugünden itibaren hepinize dostlukla uzanıyor. TED أنا أعدكم أن ذراع مؤسسة دوريس دوك الخيرية تمتد رحبة بالصداقة والتعاون حاليا وللسنوات القادمة.
    Gerçekten dostlukla ilgiliysen Hondo, bence bu çiftçileri tehdit etmeyi bırakırsın? Open Subtitles اذا كنت مهتم فعلاً بالصداقة يا هوندو, هل لي ان اقترح ان توقف تهديد هولاء الفلاحين ؟
    Norland'da, bana karşı sadece arkadaşlık hissettiğinize kendimi ikna ettim. Open Subtitles تصرفي في نولاند كان خاطئاً، لكني أقنعت نفسي أنك لم تشعري إلا بالصداقة نحوي
    arkadaşlık tamam ama bu samimiyet niye? Open Subtitles لا بأس بالصداقة ولكن لماذا كل هذا الاهتمام
    Şimdi ilgilenmem gereken daha önemli şeyler var. Sana dostluk için geldim. Pekala, nefret duyarak geldim. Open Subtitles تخطى الأمر، لدى أشياء أخرى أقلق بشأنها و لكننى أتيت إليك بالصداقة
    dostlukla, şarkılarla, İsa için oyunlar düzenleyen hoş çocuklarla telkin ediyorlar. Open Subtitles ويلقنون الديانة لهم بالصداقة والأغاني وهديل الأولاد اللطيف. بشأن المسيح
    Zaferi dostlukla taçlandırmaya geldik. Open Subtitles أتينا لكي نتوج الانتصار بالصداقة
    dostlukla, şarkılarla telkin ediyorlar. Open Subtitles ويلقنونهم هي بالصداقة والأغاني
    Ne aileyle, ne dostlukla ne de duygularla ilgisi var bunun. Open Subtitles لا علاقة له بالصداقة ولا باللياقة
    Dinle, Sanford işini asla dostlukla karıştırma. Open Subtitles ( إستمع، ( سانفورد . لا تخلط ابداً العمل بالصداقة . أنت على حق
    Sevgi dostlukla başlar! Open Subtitles الحبّ يبدأ بالصداقة
    arkadaşlık tamam ama bu samimiyet niye? Open Subtitles لا بأس بالصداقة لكن لماذا كل هذه الحميمية؟
    arkadaşlık ve teknoloji vaatleriyle güven kazanıyorlar. Open Subtitles و كسب الثقة مع الوعد بالصداقة والتكنولوجيا
    arkadaşlık bunu gerektirir. Open Subtitles لقد شعرنا بترابط هُنا. إنّها أشياء خاصة بالصداقة.
    Bayanlar ve baylar, Anderson Financial'da arkadaşlık ve iş arasında bir köprü... kurduğumuza inanıyoruz ve sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız. Open Subtitles سيداتي وسادتي نحن في شركة اندرسون الماليه بنؤمن بالصداقة قبل البزنس وبنتمنى اننا نفتح بزنس معاكم في المستقبل
    Bu tuzağa düşmemek için, Beauvoir "gerçekçi" sevmeyi tavsiye eder, çünkü böylesi mükemmel arkadaşlık gibidir. TED ولتجنب هذا الفخ، تنصح "بوفوار" بأن يكون الحب واقعي، والذي هو أشبه بالصداقة القوية.
    Sürekli arkadaşlık gösterisi yapan o. Open Subtitles هي التي تتظاهر دائماً بالصداقة
    Yalnızlık ve dostluk birbirlerine acırlardı. Open Subtitles ستختلط وقتها الوحدة بالصداقة
    Ben dostluk diye bir şeye inanmam. Open Subtitles لا أؤمن بالصداقة.
    Mesele dostluk değil. Open Subtitles هذا لا يتعلق بالصداقة
    Çünkü senden hoşlanıyorum. arkadaşlığa inanıyorum. Open Subtitles لأنّي مُعجبة بكَ إنّي أؤمن بالصداقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more