"بالصوره" - Translation from Arabic to Turkish

• resimde
• resimdeki
• fotoğrafta
• resimdekiler
• resimdekinin
• resimdesiniz

İşte satacağımız hikâye bu beyler. Sağır mısın sen? Hank o resimde yok.
ان "هانك" لم يكن بالصوره كان "هارلين" بالصوره

İşte satacağımız hikaye bu beyler. Sağır mısın sen? Hank o resimde yok.
ان "هانك" لم يكن بالصوره كان "هارلين" بالصوره

resimdeki benim. İki yaşımda.
أنه أنا من كنت بالصوره لقد كنت فى عامى الثانى

Brian bana resimdeki kızla ilgili her şeyi anlattı.
براين اخبرني كل ما يعرفه عن المرأه التي بالصوره ، ساره

Sen ve ben gitmiyoruz. Yüzbaşı Severance bana, o fotoğrafta başka kimin olduğunu sordu.
لقد سالني الكابتن عن اولئك الذين بالصوره

Peki bu kahrolası resimdekiler kim?
من الذي كان بالصوره

Basın, baştan beri resimdekinin o olmadığı haberini öğrenir öğrenmez, Hank'in annesini aradı.
الصحافه اتصلت بأم "هانك" لتخبرها... . انه لم يكن ابنها بالصوره

Siz bu resimdesiniz. Ve bu bayrağı siz diktiniz.
الذين رفعوا العلم بالصوره تلك هي القصه

Piyanonun yanındaki resimde.
اعتقد اني رأيته بالصوره بجانب البيانو

- Bir resimde hapis kalmak o kadar da kötü değil zaten.
ان يكون معلق بالصوره

Orada bir başkasının daha olduğunu biliyorlar resimde görünüyor.
شاهدوه بالصوره -انه شخص ميت

Eve gönderdiği mektuplarda senden bahsetmiş. Annesi seninle tanışmak için can atıyor. - Hank resimde değildi.
-ان "هانك" لم يكن بالصوره

Aranızdan birisi bu resimde var mı?
-هل انتم بالصوره

Sonra, resimdeki o güzel kadını düşünüyorum.
"وبعدها أفكر بالمرأه الجميلة التي بالصوره"

"Bu resimdeki kadın, görünmeyen izler taşıyor olacak. Bu izler..."
"هذه المراه التى هنا بالصوره سوف تمتلك علامات خفية"

Bu o resimdeki kadın.
ليس أنا بل المرأة التي بالصوره

resimdeki kadın kim?
من المرأه التى بالصوره هناك؟

Ira ona bayrağı dikenler arasında, yani fotoğrafta, oğlunun da bulunduğu gerçeğini itiraf etmiş.
اخبره الحقيقه بان ابنه رفع العلم معه ابنه كان بالصوره