İlaç eczanede, hasta acilde. | Open Subtitles | الدواء بالصيدلية المريض مشلول في العناية المركزة |
Ama dün eczanede olanlardan sonra bir şeyin farkına vardım. Tehlikeli olduklarını unutmuşum. | Open Subtitles | وبعد ذلك حدث ما حدث بالصيدلية بالأمس، وقد اتضح لي شيئاً أنني نسيت أنهم خطرون |
Geçen gün eczanede gördüm. | Open Subtitles | رأيتها بالصيدلية منذ أيام |
Monica, eczaneyi ara da daha fazla morfin göndersinler. | Open Subtitles | نعم، بالتأكيد مونيكا إتصلي بالصيدلية التي في الأسفل للمزيد من المورفين، أليس كذلك؟ |
- Bir karışıklık olmuştur. - Ben eczaneyi arayıp siparişi iptal ederim. | Open Subtitles | لابد من وجود لبس سأتصل بالصيدلية وأحل الأمر |
Böylece bebeğiyle Eczaneye uğramak yerine hemen evine dönebiliyor. | TED | وبهذا تستطيع أخذ طفلها مباشرة إلى المنزل دون الحاجة إلى المرور بالصيدلية. |
Diana az önce aradı... eczanede uzun bir sıra olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ديانا) اتصلت للتو) وقالت إنه يوجد صف طويل بالصيدلية |
Bryce ufak bir eczanede çalışıyordu | Open Subtitles | (وحلم الحياة لـ (برايس أن يعمل بالصيدلية |
"Bir saat kadar önce eczanede karşılaştığın adam. | Open Subtitles | "الرجل الذي قابلته بالصيدلية منذ ساعة" |
eczaneyi arayıp adresini alacağım. | Open Subtitles | سأتصل بالصيدلية لأحصل على عنوانها |
Doktor Hyer, lütfen eczaneyi arayın. | Open Subtitles | د.هاير من فضلك اتصل بالصيدلية |
Lindsay, eczaneyi ara. Vakit geçirmeye çalışsınlar. | Open Subtitles | لينسي)، إتصلي بالصيدلية) أخبريهم بأن يعطلوه |
Eczaneye telefon edelim ki uyandığında alacağı hapları yollasınlar. | Open Subtitles | سأتصل بالصيدلية لترسل بعض الحبوب لكي تتناولها عندما تستيقظ |
Eczaneye haber veririm. | Open Subtitles | سأتصل بالصيدلية بالأسفل |