Örf ve adetler hukukuna göre burada misafir karşılamaktan ben yükümlüyüm. | Open Subtitles | كما أن الترحيب بالضيوف هو من سمات أهل هذة القرية . |
Hazır kendini iyi hissetmek demişken, ...bir ev dolusu misafir gelecek. | Open Subtitles | بشأن الإحساس بالتحسن قريبا سيصبح المنزل ممتلئا بالضيوف |
Fark ettim. misafir sabunlarını çıkarmışlar. | Open Subtitles | لقد لاحظت,لقد وضعوا الصابون الخاص بالضيوف |
Şimdi rahatça misafirlerle ilgilenebilirim. | Open Subtitles | يجب علي الان الاختلاط بالضيوف بشكل متخفي |
Diğer misafirlerle konuşacağım. | Open Subtitles | علي الترحيب بالضيوف الآخرين استميحكم عذراً |
Müsaadenle Tillman. Misafirlerimize selam vermek istiyorum. | Open Subtitles | عذراً " تيلمان " أود أخذ فرصة الترحيب بالضيوف |
Ev misafir ve garaj yemek dolu ve sen bana ölü bir kız mı getirdin? | Open Subtitles | لديّ منزل مليء بالضيوف ومرآب مليء بخادمي الطعام وجلبت لي فتاة ميّتة؟ |
Belki de misafir listesini alabilirim. | Open Subtitles | ربما يمكنني الحصول على قائمة بالضيوف |
Belki siz çöp kutularını misafir park yerime koymasaydınız insanlar da garajınızın önüne park etmezlerdi. | Open Subtitles | ربما لن يقوم الناس بركن سياراتهم فيممرك... إذا لم تضعي قمامتك في مكان الركن الخاص بالضيوف عندي |
Konak şuan kapalı, misafir kabul etmiyoruz. | Open Subtitles | النزل قريب من هنا , ولا يسمح بالضيوف . |
misafir ağırlamak büyük bir keyif! | Open Subtitles | التشرف بالضيوف أمر مبهج! |
Neyse ne, ama bizi görmeye gelen misafirlerle dolu bir evimiz mevcut. | Open Subtitles | حسنًا, إنه ماهو عليه ولكن لدينا بيت مليء بالضيوف الذين أتوا الى هنا ليروننا جميعًا |
Yarın okul varken Lillie ve James'i evde misafirlerle rahatsız etmek hoş olmaz. | Open Subtitles | لا حاجة لتعريض (ليلي) و (جيمس) لبيت مليء بالضيوف عشية يوم دراسي |
Juan, gel. Misafirlerimize merhaba de. | Open Subtitles | (خوان)، تعال ورحّب بالضيوف. |