Tabii ki içten içe bir dostu kaybetmenin hüznü olurdu. | Open Subtitles | بالطبع كان المرء منا يشعر بالألم الناجم عن فقدان الصديق |
Ama o durumda olmaları en başta benim suçum Tabii ki. | Open Subtitles | لكن بالطبع كان خطأي من البداية أن وضعتهم في ذلك الموقف |
- Geri dönmeliydim. - Tabii ki dönmeliydin. Öylece bıraktınız mı? | Open Subtitles | كان علي العودة بالطبع كان عليك العودة هل فقط تتركه هنالك |
tabi ki, Afrika'ya gidip halka sebebini sormalıydım. | TED | و بالطبع كان علي الذهاب الى افريقيا و أسأل الناس عن السبب. |
Ve sonra Tabiki John D. Rockefeller vardı. | TED | و هناك بالطبع كان جون روكفيلر |
Ama elbette, o noel de diğerleri gibi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. | Open Subtitles | و لكن بالطبع كان الرجل العجوز سبب خيبة أملي كالعادة في الكريسماس |
Yüzmeyi bitirip Aquatic Park'a varmıştım ve sudan çıkıyordum. Tabii ki, çocukların yarısı çoktan bitirmişti, bana tezahürat yapıyorlardı, çok coşkuluydular. | TED | عندما انتهيت من السباحة وصلت إلى أكواتك بارك، وخرجت من المياه. بالطبع كان نصف الأولاد قد وصلوا أيضاً، وكانوا يشجعونني بحماس. |
Tabii ki doğruca uçabilirdik. | Open Subtitles | بالطبع كان يمكننا أن نستقل الطيران المباشر |
Yağmur ve Tabii ki pusu ve saldırı korkusu sürekli devam ediyordu. | Open Subtitles | وأنه سيستمر كأمطار تلك البلاد بالطبع كان يلازمنا خوف ان نقع فى كمين أو أن تتم مهاجماتنا |
Tabii ki Doris'in hikayesini fazlasıyla doğrulayacak biri vardı. | Open Subtitles | بالطبع كان هناك شخص وحيد بامكانه تأييد رواية دوريس، أو معظمها. |
-Hayır, Tabii ki motosikletin var. | Open Subtitles | تعادل قيمتها بالطبع كان لديك دراجة نارية. |
Gözlerimi açıp, gecemin mahvolduğunu itiraf etmekten başka çarem yok Tabii ki. | Open Subtitles | بالطبع كان عليّ فتح عينيّ والاعتراف لنفسي بأنّ ليلتي كلّها أُفسدت |
Tabii ki doğrudan gelip bize söylemedi. | Open Subtitles | بالطبع , كان لا يمكنها القدوم مباشرهً و إخبارنا |
Tabii ki, hepinize konu ile ilgili bir kitap verebilirdim ve onda muhtemelen prens günü kurtardı yazardı... | Open Subtitles | بالطبع كان بإمكاني ان اعطيكم كتاب حول الموضوع وربما الامير عاش في هناء |
Evet. Aptal bir kent fiyaskosu yaşadım. Tabii ki arttıracağım. | Open Subtitles | نعم متخبط الجوز على التوالي بالطبع كان الرهان |
Onu yağlamaya kalkıştığımda Tabii ki bana kızdı. | Open Subtitles | بالطبع كان غاضباً لانني أحاول أن اضع زيت علية |
Tabii ki bazıları biraz daha çocuksuydu. | Open Subtitles | .. بالطبع كان بعضهم يبالغون في أفعالهم الطفولية |
Tabii ki bir sevgilisi var. Sürekli taktığı kolyeyi özel birisi hediye etmiş. | Open Subtitles | بالطبع كان لديها عشيق، فذلك العقد الذي كنت ترتديه دائماً كان من الواضح أنه هديّة غرامية |
Çoktan beri iyi çocuklar gibi oyun oynayamıyorduk, oynamamamız gerektiği de aşikârdı tabi ki. | Open Subtitles | و بما أننا لم نتمكن من اللعب معاً مثل طفلين جيدين بالطبع كان من الواضع أنه لا ينبغى علينا اللعب مطلقاً |
Annem tacizden tutuklanmıştı... tabi ki büyük bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | إعتقلت والدتي بتهمة سوء السلوك , و لكن بالطبع كان الأمر مُجرد خطأ كبير |
...ama o hiç fark etmedi Tabiki, çünkü elleri vücudumda dolaşıyordu, çok güzel bir histi, ama beni daha çok mutsuz ediyordu, sonra bir anda geçmişten günümüze kadar ilişkimiz gözümün önüne geldi. | Open Subtitles | الشيء الذي لم يلاحظه، لأنه بالطبع ... كان منشغلاً بتحسس جسمي بيديه وهو شيء لطيف وهو الشي الذي جعلني أتضايق أكثر |
Elbette o komik birisiydi. | Open Subtitles | بالطبع كان مرحاً |